Bir ülke ve Devlet yönetimindeki yasaları, “siyasal güç sahipleri” yapar! “Vatandaşlar” da bu yasalara uymakla yükümlü kılınır! Bu yasalar doğrudur, yanlıştır. Ama her koşulda uygulanırlar.
Yasaların yanı sıra, siyasi iktidarın bu yasaları “uygulama biçimi” ve “YARGI’nın bağımsız olup olmaması” da bir başka etkendir!
Evrensel hukuk kurallarına göre;
“Bir insan, suçu Yargı önünde kanıtlanıp hüküm giyene kadar SANIK’dır.” Yani; “suçlu olduğu sanılan” kişidir.
Oysa, bazı ülkelerde, siyasi iktidarın dümen suyuna girmeyen pek çok insan ve özellikle “gazeteciler ve aydınlar” suçu kanıtlanmadan uzun süre “tutuklu” kalabiliyorlar!
Bu nedenledir ki, “ADALET” e olan “GÜVEN” duygusu sarsılıyor!
Ancak, bir de her insanın “VİCDANINDA” bir başka “ADALET TERAZİSİ” var!
Her insan, yaşam boyunca başka insanlara karşı kimi yanlışlar, haksızlıklar yapabilir. Ama her “NORMAL İNSAN” kendi “vicdan terazisinde” kendisini yargılar!
Bu yazımda, “VİCDAN TERAZİSİ” namusluca tartan insanlara seslenmek istiyorum;
·Bu ülkede, gerçek anlamıyla doğru tartan bir “ADALET TERAZİSİ” olduğuna inanıyor musunuz?
·Bu ülkede, “işsizlik ve yoksulluk” neden artıyor? Bu ülkede, nüfusun yüzde 30’u “demir eksikliği” yaşıyor. Bunun nedeni “beslenme yetersizliği” diyor tıp uzmanları. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? “Beslenme ile ADALET” arasında bir ilinti olabilir mi?
·Corona Virüs sürecinde Milli Eğitim “uzaktan eğitim” uygulaması yaptı. Bilgisayarı ve interneti olmayan yoksul ve dar gelirli aile çocuklarının durumunu hiç düşündünüz mü?
·
Corona nedeniyle evlere tutsak olan 65 yaş üstü vatandaşların 760 bini çalışıyormuş. Emekli maaşlarının “insanca bir yaşam” için yeterli olduğuna inanıyor musunuz?
·
Giresun SGK-Sosyal Güvenlik Kurumu’nda, tam 1.5 yıl sonra sigortasız işçi çalıştırıldığı tespit edilmiş! Şaşırdınız mı? Bu ülkede milyonlarca insanın sosyal güvencesi olmadan yani “kayıt dışı” çalıştırıldığını biliyor musunuz?
·Tüm ulusun ortak varlığı TRT’de 19 Mayıs’ı “Cumhuriyet Bayramı” olarak bilen ve dekor yapan; Giresun Belediyesi’nde “Çocuk Bayramı” olarak kutlayan kişilerin bu yanlışlarının nedeni “cehalet mi, ihanet mi?”
·Kendisi gibi düşünmeyenleri “DÜŞMAN” olarak gören ve bir kargaşa olursa 50 komşusunu öldürmeyi planladığını televizyon kanalında açıkça söyleyen bir kadının ve onu onaylayarak; “dört ayaklarını denk alsınlar” diyen sunucu hanıma rağmen, zar zor program kesme cezası veren RTÜK anlayışını “NORMAL” buluyor musunuz? Bu olaya karşı tek kelime etmeyen siyaset aktörleri için ne düşünüyorsunuz?
·Milli Eğitim Bakanlığı’nın “tavsiye” ettiği, İstanbul Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün 12 bin adet satın alıp dağıttığı, “Sağcılar Allah’ın topluluğu, solcular şeytan topluluğu” diye yazılan kitapta yapılan bu ifadeleri vicdanınızda onaylıyor musunuz?
·Bu ülkede “vatandaş” kimliği ile bir arada yaşayan insanları tercih ettikleri siyasi görüşleri nedeniyle “dost ve düşman” gibi gören ve karşıtlarına sürekli olarak en ağır suçlamalarla saldıran ve faili meçhul kumpaslarla yok etmeye çalışan siyaset dilini onaylıyor musunuz?
·Sizce, “muhalefeti olmayan bir siyasal düzen” DEMOKRATİK bir düzen midir?
Bunlar, bir çırpıda benin aklıma takılan sorular. Sizler de, bu ülkede yaşamakta olduğumuz “siyaset düzeni ve sonuçları” üzerine düşününüz ve VİCDAN yargısında yargılayınız.
Ben, bu ülkede farklı görüşlerin uygarca tartışıldığı, demokratik bir HUKUK DÜZENİ içinde, İNSANCA, KARDEŞÇE yaşamak istiyorum.
YA SİZ?…