KUZEYEGEHABER-Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Bilim Kurulu toplantısı sonrası açıklama yaptı. Koca’nın açıklamaları şöyle:
“1 Haziran itibarıyle yeni bir sürece girdik. Bu sürece normalleşme süreci diyloruz. Dünyada devam eden salgın şartlardan en az etkileneceğimiz, nihai sonuca yaklaşacağımız bir hayat için planlama yapıyoruz.
Salgınla mücadelemizde birinci dönemi tamamladık demiştim. Mücadelemizin ikinci döneme girdiğimizi başarının bazı koşullara bağlı olduğunu ifade etmiş, hastalığa karşı uyarıda bulunmuştum.
Tedbir şarttır, çünkü tehdit devam etmektedir.
1 Haziran’dan itibaren başlayan normalleşme süreci başta sağlık alanı olmak üzere geniş alanı kapsayan bir süreçtir.
Dünya çapındaki bu salgın ölüm-kalım endişesiyle insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalmadı, üretim, ticaret, eğitim, turizm, kültür hayatına ağır darbeler vurdu. Dünyanın şu anki refah düzeyi altı ay üzerinden çok geriye düşmüştür. Ülkemiz bu süreci çok az hasarla yaşayan nadir ülkelerden olmakla birlikte elbette şartlardan etkilenmiştir.
Tedbirlere uymak artık sadece sağlığımızı iyice güvenceye almak, salgının önünü kesmek anlamına gelmiyor; aynı zamanda ülkemizin refahını arttırmakla sorumlu kurum ve insanların önünü açmak anlamına geliyor. Yavaşlayan üretimin hızlanmasına destek, eğitim şartlarının normalleşmesine imkan anlamına geliyor.
Yeni takvim başladığında öğrencilerimiz için güvenli şartları hazırlamış olmalıyız. Halen sınırlı sokağa çıkan büyüklerimiz, gençlerimiz ve çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Bu grup yaklaşık 30 milyonu oluşturuyor. Yaşlılarımızın sokağa çıkacağı şartları uyacağımız tedbirlerle bizler sağlayacağız.
Şimdi tedbirlere uyarken sorumluluk alanımız öncekinden çok daha büyüktür. Tedbirlere uyum kendimize, milletimize, devletimize karşı bir ödevdir. Salgının en çetin günlerinde gösterdiğimiz başarıyı, günlük vaka sayısının 1000 civarına düştüğü, hastalığın yayıldığı hızının kesildiği günlerde göstermek zor değildir.
Üç zorluk vardır. Birinci salgının sona erdiği inançtır. İkincisi tedavideki başarıya güvenerek tedbirin unutulması ve risk grubunda olanların tedbirleri gevşetmesidir.
“TEDBİRLERE UYULMAZSA HASTALIĞIN DAHA DA YAYGINLAŞACAĞI KAÇINILMAZDIR”
Planlı bir şekilde normal şartlara dönmeye çalıştığımızı unutmamalıyız. Belli yaş grupları hariç sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırıldığı 1 Haziran’dan itibaren tedbirlere uyulmazsa hastalığın daha yaygınlaşacağı kaçınılmazdır. Evden çıktığımızda maskemizi takacağız, karşılaştığımız, birarada olduğumuz insanlarla aramıza 1,5 metre mesafe koyacağız, el temizliğine normalde olduğundan daha fazla önem vereceğiz.
Maske yüzde yüz olmasa da uyum gösterilen bir tedbirdir. Vatandaşlarımızdan ricam konunun ciddiyetini hatırlamalıdır. Covid 19 salgını sebebiyle 4 bin 558 hastamızı kaybettik. Hiçbirimiz ‘daha başarılı olsaydık vefat sayımız değişmezdi’ diyemeyiz. Bundan sonrası tedbirler sadece şahsımızla ilgili değildir. Her gün karşımıza çıkan vaka tablosuyla sonuçlarla yakından alakalıdır. Maske ve 1,5 metre mesafe uyulması gereken tedbirlerdir.
Maske sosyal mesafenin ihlali için gerekçe olmamalıdır. Maske kullanımı yaygınken mesafe kuralına yeteri kadar uyulmadığını biliyoruz. Mesafe kuralına uymanızı kolaylaştıracak düzenlemeler Bilim Kurulumuzca hazırlanan rehberler esas alınarak yapılmıştır. Sosyal ortamlar için yetkili kurumlara bildirimde bulunmanızı özellikle istirham ediyorum.
Normalleşme sürecine kontrollü sosyal hayat adı verildi. Başarı maske, sosyal mesafe, kişisel temizliğe çok fazla dikkat edilmesinin tavizsiz bir şekilde uygulanmasına bağlıdır.
Restoranlarda 2-3 kişi oturmamalıyız, otobüslerde maskelerimizi takmış olmalıyız. Pazar yerine gideceksek en sakin ortamı tercih etmeliyiz. Normalleşme süreci eski alışkanlıklarımıza dönüş değildir. Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz.
“TEDBİRLERİ TEK BAŞINA UYGULAMANIZ YETERLİ OLMAYACAKTIR”
Tedbirleri tek başına uygulamanız yeterli olmayacaktır. Maske ve mesafe kuralını ihlal edenlere sosyal mesafenin ötesinde mesafeli davranın, bu hakkınızı kullanın. Toplum sağlığına işyerlerini, saygı göstermeyenlerden ayırın, tenkidinizi yapın, takdirinizi gösterin.
Bugüne kadar toplum olarak büyük feraset gösterdiniz. Buna dayanarak diyebiliriz ki ikinci dalga beklemiyoruz. Bakanlığımız, sağlık ordumuz adına yürekten teşekkür ediyorum. Tedbirlere uymadığımız takdirde normalleşmeye başlayan her alan risk alanı haline gelecektir. Bu dönem risk daha çok hastalığı belirtisiz şekilde yaşayanlar üzerinden gerçekleşecektir.
Belirti göstermeyen birinden bir başkasına geçen hastalık bulaştığı kişide ciddi sorunlara yol açabilecektir. Rehberlerin ana başlığı salgın yönetimi ve çalışma rehberidir. Bu rehberler farklı sektörlerdeki üretim ve iş yerlerinden başlayarak spor, aktivite alanlarına, AVM’lere kadar çalışanların, müşterilerin uyması gereken düzeni ortaya koymaktadır.
Rehberimiz şu uygulamayı talep ediyor AVM girişlerinde kalabalık oluşması önlenmeli. Mesafe kuralının ihlaline yol açmayacak düzenleme yapılmalı. AVM girişlerinde ateş ölçümü yapılması tavsiye edilmelidir. Tüm işyerleri ve kapalı işyerlerinde bu tedbir gerekli görülmektedir.
“AVM GİBİ ORTAMLARDA 3 SAATTEN FAZLA KALMAYIN”
İşverenlerin ve yönetimlerin belirlenen AVM’deki kişi sayısını dikkate almalıdırlar. Asansörlerin üçte bir kapasite ile kullanıma izin verilmelidir. AVM gibi kapalı ortamlarda lütfen 3 saatten fazla kalmayın.
Giyim mağazalarında ürünler sık temasa maruz kalır. Böyle durumlarda ellerinizi yıkamalı, elinizi yüzünüze değdirmemelisiniz. Pazar yerleri de hastalık bulaşma açısından riskli alanlardır. Pazar yerlerinde uyulması zorunlu olan kurallar getirilmiştir. Dikkatli olmalı ve gerekli durumlarda uyarılarda bulunmalısınız.
Size önemli bir müjdem var. Normalleşme süreci sağlık hizmetleri açısından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Hastanelerimiz normal hastalıklarla daha çok ilgilenecek, ertelenmiş tedaviler için randevu vereceklerdir. Gerekli rehberi yayınladık.
İşin özü şudur; evimizin dışındaki hayatımızın adı kontrollü sosyal hayattır. Uyulması gereken tedbirler zor değildir, özünde çok kolaydır. El temizliğine önem, maske ve 1,5 metre mesafe.
Normalleşme sürecinde bize kılavuzluk edecek gerçek, son vakanın tespit ve tedavisine kadar risk devam edecektir. Son vakayı en kısa sürede görmek tedbirlere uymakla mümkündür. Kara görünmüştür ama deniz durulmuş değildir. Yakalanmaktan kaçınacağımız olası dalgalar var.
Temennim bu konuşmaların giderek daha kısa olabilmesidir. Hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.
AŞI ÇALIŞMALARı..
Aşı konusunda bir çağrıya çıkmıştık. Ülkemizde şu an toplam ilaç ve aşı anlamında 22 üniversite ve merkezin çalışması var. Hayvan deneyi aşamasına gelen şu an 4 merkez ve üniversitemiz var. Rusya ile görüşmemizde aşı çalışmalarının özellikle hayvan çalışmalarının sonlarına doğru geldiklerini, biliyorsunuz aşıları özellikle insan çalışması, klinik çalışma dönemi önemli.
Klinik çalışmayı bir başka ülkede de yapmanız gerekiyor. O nedenle Rusya ile hem onların hem bizim geliştirdiğimiz aşılarla ilgili karşılıklı klinik çalışmaların yapılabileceği kararına vardık. Bilim Kurulumuz ve Rusya’daki bilim insanları ile birlikte geçen hafta tele konferansla görüşülmüştü. Yarın bu görüşmenin ikincisi yapılacak.
İlaç konusundaki çalışmaların Rusya’da sentez safhasına geldiklerini ifade ettiler. Hastalarda kullanımın 1 hafta önce başlandığı ifade edildi. Biz Çin’den getirdiğimizde ilk günlerde tedaviye başlamıştık. Bundan fayda gördüğümüzü, hangi hasta grubu ve hangi dozda kullandığımızı paylaştık. Bundan sonraki işbirliğimiz devam etmiş olacak. Bilin Kurulu’nda daha erken dönemde başlamak üzere rehberde bir değişiklik ayrıca yapılmış oldu.
SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI KONUSU..
Sokağa çıkma kısıtlaması daha çok özellikle en son 15 ilimizde gerçekleşmişti. İllerdeki geçişlerin kısıtlandığı durumda daha çok uyguladığımız bir durumdu. Önümüzdeki dönemde sokağa çıkma, hafta sonuyla ilgili şu an genel bir düşünce yok. Ama il bazında, illerde vakaların dağılımında bir değişiklik olursa gerektiğinde o anlamda her zaman karar almak mümkün olabilir.
65 YAŞ VE ÇOCUKLARA KISITLAMA..
Bilim Kurulu’nun böyle bir önerisi oldu. Şu anda uygulanma noktasında bir önerisi olmadı. Gerektiğinde iller bazında gündeme gelebilir. 65 yaş üstü ve gençlerimizle ilgili bu süreçte en çok fedakarlık gösteren 65 yaş üstü ve gençlerimiz oldu.
Halen sokağa çıkma noktasında kısıtlı olan ve en son sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı şekliyle büyüklerimizin haftada 1 gün, gençlerimizin haftada 2 gün sokağa çıkma kısıtlaması uygulanıyor.
Daha çok özellikle büyüklerimizin hareket kısıtlılığı benzeri sorunlar nedeniyle bunun arttırılmasının doğru olacağı yaklaşım var. Önümüzdeki hafta gündeme gelmiş olur. Daha net bir karar açıklanmış olur. Bir düzenleme yapılması gündeme gelmiş oldu. Gelecek hafta netleşmiş olur.
Büyüklerimizin ve gençlerimizin bu fedakârlığına son vermek, 30 milyon kişiden bahsediyorum, 53 milyon kişinin tedbirlere uymasıyla doğru orantılı. Bu kadar fedakarlık gösteren büyüklerimiz ve gençlerimizin bu kısıtlılıklarını erken dönemde sona erdirmek üzere bir yaklaşıma gelmemiz gerek. Onun için 53 milyonun tedbirlere uyması gerekiyor.
Özellikle bu dönemde acil olmayan elektif dediğimiz vakaların ertelendiğini biliyorsunuz. Acil olan vakalarımız hiçbir zaman bırakılmadı. Bu süreçte benzer şekilde zorunlu olmadıkça hastanelere, sağlık kuruluşlarımıza müracaat edilmemesini özellikle ifade etmek istiyorum.
Hastane ortamlarının bu anlamda riskli olduğunu hepimiz biliyoruz. Randevu sistemiyle polikliniklerin devreye girmesini esas kaldık. MHRS sistemi üzerinden randevu alınarak gidilmesini esas aldık. Özellikle daha önce bildiğiniz gibi acil oranımız yüzde 30’lardaydı.
Bu oran bu süreçte bu kadar olmadığını bize gösterdi. Gerekli olduğu zaman mutlak sağlık kuruluşlarına müracaat edelim, gerekli olmayan durum sözkonusu ise de zorunlu olmadıkça sağlık kuruluşlarına bu anlamda gitmeyelim.
İhtiyacı olan, müdahale yapılması gereken hastamıza daha iyi zaman ayırıp, kurallara, tedbirlere uygulayarak bulaşmayı en aza indiren bir sistemle götürelim istiyoruz..”