Ağır sanayi, ağır sanayi ile oluşan büyük bir ekonomi ve ticaret ile anılan Aliağa, aynı zamanda çevre kirliliği ile de anılıyor ve biliniyor.
Aliağa’da yaşamayan ve Aliağa’ya misafir olarak gelenler, Eski Foça kavşağını geçtikten sonra rahatsız eden bir koku ve boğaz yanması ile karşılaşır. Biz Aliağa’da yaşayan vatandaşlar ise bu kokuya ve boğaz yanmasına alıştık ve alıştırıldık.
Aliağa’da yaşanan bu gaz kokusu ve boğaz yanmasına alışık olan bizler, tarihler 13 Mayıs 2020 ve saatler 17:00 ‘yi gösterdiği zaman Aliağa’da bir çevre kirliliği daha yaşanmasına ayrıca şahit olduk.
Petkim’de ünitelerden birinin arızası sebebiyle üretimde kullanılacak gaz, üretimde kullanılamadan bacada yakılması sonucu Aliağa semalarını kara bir duman örtüsü kapladı.
Aliağa’da kurulu olan Petkim, Star Rafinerisi ve Tüpraş Rafinerisi gibi petrokimya tesisleri sebebiyle yaşanan bu durum, aralıklarla sürekli oluşan ve bizlerin artık kanıksadığı bir durumdu.
Ancak, 13 Mayıs günü rüzgarın batı yönünden Aliağa’ya doğru esmesi, kara dumanların gözle görülür bir şekilde Aliağa’nın semalarını kaplaması, alışık olduğumuz koku ve gazın üzerine ayrıca yeni bir koku ve boğaz yanmasının yaşanmasını sağladı ve kamuoyunun çok tepkisini çekti. Vatandaşlar arasında “sağlığımız bu kadar değersiz mi? soru ve cümlelerinin söylenmesine neden oldu.
Her çevre kirliliği yaşandığı zaman Aliağa’da bulunan basın kuruluşları, konuyu kamuoyunun bilgisine sunuyor ve konuyla ilgili haber paylaşımı yapıyordu. Ancak kamuoyu, dönem dönem belirli aralıklar ile yaşanan ve yerel basın kuruluşlarının çevre kirliliği ile ilgili sunduğu haberleri okuyor olmasına rağmen bu kadar yüksek oranda tepki göstermiyordu.
Çünkü, Aliağa’da genel olarak poyraz rüzgarları hakim olduğu için yaşanan kirliliği gözleriyle görmüyor, boğaz yanmasına alışık da olsa bu kadar etkili bir boğaz yanması yaşamıyordu.
13 Mayıs’da yaşanan çevre kirliliği, rüzgarın o gün batıdan esmesi sayesinde, dikkatleri sanayi kuruluşlarının Aliağa’da çevreye verdiği zarara dikkat kesilmemize sebep olduğu için şanslı olduğumuzu da düşündürüyor.
13 Mayıs’ta yaşanan çevre kirliliği verilen aşırı tepki kamuoyunun konuya ne kadar duyarlı olduğunu ama kamuoyunun da yaşanan çevre kirliliğine ne kadar alıştırıldığını da ortaya koydu.
Konuyu biraz açmak gerekirse, Aliağa ve çevresinde oluşan her çevre kirliliğini yerel basın sürekli haber yaptı. Yerel basını takip eden vatandaşlar bizlere gönderdiği mesajlar ile tepkilerini belirterek seslerinin duyulmasını talep etti.
Petrokimya tesislerinin ara ara yaşattığı bu çevre kirliliğinden en çok etkilenen Yeni Foça ve Foça’da faaliyet gösteren Foça Çevre ve Kültür Platformu, biz yerel basın kuruluşlarını ziyaret etti ve konuyla ilgili haber ve haber programları yapıldı.
Koronavirüs pandemisi sebebiyle yaşanan sıkıntılı durum olmasaydı, çevre kirliliği ile ilgili haber ve programlarımızla kamuoyunun dikkatlerini çevre kirliliğine çekmeye devam edecektik. Olmadı. Ancak yerel basın olarak Aliağa’da yaşanan çevre kirliliğine dikkat çekmeye devam edeceğimizi belirtmek isterim.
Aliağa’da bulunan ağır sanayi kuruluşları Aliağa’da yaşayan vatandaşların sağlığını direk etkileyen çevre kirliliğine ve ara ara yaşanan bacadan kara dumanlar ile yaşanan çevre felaketlerine karşı artık acilen önlem alması gerekiyor.
Fabrika içinde yaşanan her türlü arıza ve aksaklıkta Aliağa, Foça, Menemen ve Çiğli bölgelerinde yaşayan vatandaşların sağlığının riske atılması kabul edilebilir bir durum değil.
Koronavirüs ile mücadele döneminde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanırken, bir çok işyeri kapatılırken, iki ayı aşkın süre boyunca evine ekmek parası götüremeyen insanlar varken, Aliağa’da bulunan ağır sanayi kuruluşlarının üretimi durdurmayarak bizlerin sağlığını riske atmaya hakları bulunmuyor.
Bu tür arıza ve aksaklıkta üretimde kullanılacak gazı üreten üniteyi de devre dışı bırakarak, bacada yakılması gereken gazında üretimi durdurularak, Aliağa semalarını kara dumandan kurtarmak bir çözüm olarak önümüzde dururken, konuyla ilgili yeterli açıklama dahi yapmamak da ayrıca bizlerin sağlığının ne kadar önemsendiği ile ilgili şüpheleri artırıyor.
Bir diğer konu da, Aliağa ve çevresinin sağlığına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği değer. Aliağa’da bulunan sanayi kuruluşlarından kaynaklı çevre ve hava kirliliğinin ölçüm istasyonları ile denetlenmesi insan sağlığına verilen bu değerin bir göstergesi.
Ancak hava ölçüm istasyonları konusunda bir gelişme yok ve maalesef bu konuyla ilgili sürekli yetkili makamlarca açıklamalar yapılmasına rağmen bir arpa boyu yol alamadığımız gerçeği de önümüzde duruyor.
Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü’nün ara ara ancak sıkça yaşadığımız bu bacalardan çıkan kara dumanlarla ilgili basında çıkan haberleri ve görselleri dikkate alarak, sanayi kuruluşlarına bir yaptırım uygulayıp uygulamadığı.
Bu iki konu ile ilgili yetkililerden de ayrıca kamuoyu ve basın olarak cevap bekliyoruz. Basın olarak konunun takipçisi olacağımızı ve konu ile ilgili her türlü elimize ulaşan bilgileri sizlere ulaştıracağımızı buradan belirtmek isterim.
Evde kal, sağlıkla kal denilerek sağlığın paradan ve maddiyattan önemli olduğunun fark edildiği bir dönemde, Aliağa’da bulunan sanayi kuruluşlarına ve denetleyen kurumlara bizlerin sağlığı için “Kara Bulutları Kaldırın Aradan” diyerek çağrı yapıyorum. Çağrı yapması bizden.
Saygılarımla…