İlginç bir ülkede yaşıyoruz.
“Siyasal çıkarlar adına gündem değiştirmede” ve “toplumu kışkırtmada” çağ atladık!
2002’den bu yana siyasi yaşamımızda “MAĞDURİYET SİYASETİ” gündemin başköşesine oturdu!
Bir diğer “siyasi oyun” ise; “KİN ve ÖFKE” içerikli saldırgan bir üslupla “RAKİBİ AĞIR DİLLE SUÇLAMAK.”
Örnek mi?
·
“Bu referanduma Hayır diyen DARBECİDİR!”
·
“Bunlara oy verirseniz, FETÖ’ye ve PKK’ya oy vermiş olursunuz!”
·“Bizi eleştirenler hazımsız ve şizofrendir!”
Daha pek çok örnek var ama, “arif” olana bu kadarı yeter!
Şimdi, yeni bir saldırı malzemesi çıktı; “BUNLAR DARBECİ!”
“Darbe” nedir?
Seçimle gelmiş bir siyasi iktidarı, silahlı güç kullanarak zorla iktidardan uzaklaştırmak ve yerine halkın onaylamadığı bir yasadışı düzeni kurmak.
Bu ülkede 3 kez askeri darbe yapıldı.
İlki 27 Mayıs 1960’da D.P “Demokrat Parti” iktidarına karşı yapıldı.
D.P.’nin 10 yıllık iktidar döneminde yaptığı olumsuzluklara değinmeyeceğim.
Bu darbenin perde gerisinde iki önemli nedeni vardı;
1-D.P. iktidarı ABD yönetimi nezdinde itibarını kaybetmişti! Ekonomik ilişkilerinde yüzünü Sovyetler Birliği’ne çevirmişti. ATAŞ Rafinerisi örnektir!
2-1957 seçimlerinde oyları düşen D.P’nin ilk yapılacak seçimlerde iktidarı kaybetmesi, oyları yükselen CHP’nin iktidara gelmesi kaçınılmaz görünüyordu! ABD için, CHP iktidarı olumlu bir değişim olamazdı!
27 Mayıs Darbesi ve ardından gelen “Yassıada Mahkemeleri” ve sonunda 3 siyasetçinin idamı, D.P’yi “mazlum” durumuna getirmiş, siyasette “ayrışmayı” körüklemiş ve “Darbeyi İnönü yaptırdı” propagandası ile CHP’ye zarar vermiştir!
Menderes ve iki arkadaşının idamları bu ülkede “Siyasi Düşmanlık” oluşturmak amacıyla yapılmış büyük bir günah ve alçaklıktır!
Bu darbenin sonunda, darbecilerin akıl ve hesaplarının dışında tek olumlu şey “1961 Anayasası” idi. Onu da 1971 Muhtırası ve 12 Eylül Darbesi ile yok ettiler!
Askeri Muhtırası; Bu muhtıra, “ 1961 Anayasası’nın getirdiği temel hak ve özgürlükler, TİP, DİSK ve CHP’ye karşı yapılmıştır! “Toplumsal uyanış” iç ve dış çevreleri çok rahatsız etmiştir! Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarıyla Menderes ve arkadaşlarının öcü alınmış, toplumsal ayrışma ve düşmanlık körüklenmiştir!
12 Eylül 1980 Darbesi; Demirel’in Başbakan olduğu dönemde, “Küresel Düzenin çıkarları” doğrultusunda “Turgut ÖZAL” tarafından hazırlanan “24 Ocak Ekonomik İstikrar Önlemleri Paketi” nin “demokratik bir düzende gerçekleşmesi” olanaksızdı!
Üstelik, Ecevit liderliğindeki CHP’nin iktidar alternatifi olması “Küresel egemenler” için büyük bir tehlikeydi!
Onlar; Türkiye’nin “ÜRETKEN, GELİŞMİŞ ve REFAH TOPLUMU” olmasını değil, “Üretimsiz bir PAZAR TOPLUMU” olmasını, gücünü yitirip, özellikle ABD’nin Ortadoğu’da belirlediği çıkarlarına “Hizmetkar” olmasını istiyorlardı! 12 Eylül darbesi bun nedenlerle yapıldı.
Ayrıntıya girmeyeceğim. Ama şunun altını çizmeliyim;
“Bu ülkede bu günün koşullarında, siyasi iktidara karşı bir darbe olasılığı yoktur! Ordu, Jandarma, Emniyet, Yargı, tüm devlet kurumları ve kimi “Sivil Toplum Kuruluşları/ Vakıf ve dernekler” AKP iktidarının kontrolü altındadır.
Üstelik; “Halk Özel Harekatı-HÖH” gibi sivil oluşumlar ve her koşulda silahlı çatışmaya hazır olduklarını “sosyal medyada” ve televizyon ekranlarında bile alenen dile getirenlere tanık oluyoruz!
Son örnek; Ülke TV’de, Esra Elönü’nün programına katılan Sevda Noyan’ın, özetle; “Bizim aile 50 kişiyi götürür” tehdididir!
Cumhuriyet Savcıları ve RTÜK bu konuda ne yapacak, göreceğiz!
Sözün özü; artık kimse yeni bir darbe beklemesin!.. Ötesi, siyasi bir ayak oyunudur!..