KUZEYEGEHABER-TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu son günlerde Meslek Odalarına yönelik gelişmelerle ilgili basın bildirisi yayınladı. Siyasi İktidarın baskı ve ötekileştirme politikaları güttüğü ifade edilen bildiri metni şöyle;
“Toplam tanı sayısında Dünyada 8 nci, can kayıplarında da 13 üncü sırada olan toplumumuz bugün Covid-19 salgınının yarattığı sağlık, ekonomik, sosyal ve psikolojik sorunlarla karşı karşıyadır.
Bu pandemi sürecini bir lütuf olarak değerlendiren siyasi iktidar, salgınla derinleşen yönetememe krizini baskı ve sindirme politikalarıyla aşmaya, otoriter rejimini daha da derinleştirerek, kamusal alanı, yaşamı yeniden inşa etmeye çalışıyor.
İktidar için susmanın bile yeterli olmadığı “benden yana olmazsan ötekisin ve suçlusun” anlayışı ile biat etmeyen kesimlerin yok edilmeye çalışıldığı karanlık bir dönemi yaşamaya devam ediyoruz.
Bugün, keyfi ve ağır RTÜK cezaları ile medya ve yayın kuruluşlarının, kurmaca davalarla gazetecilerin, özgür bilimin üretilmesine engel yönetmelikler ve keyfi atamalarla akademik çevrelerin, sosyal medya üzerindeki kontrollerle bireyin sesi kesilmek isteniyor; muhalefet partileri ve yerel yönetimler de bu baskı ve sindirme politikalarından nasibini alırken, kendi çıkardığı darbe söylentileri bu girişimlere payanda yapılıyor.
Siyasi iktidar, kendi dünya görüşünü topluma dayatabilmek, siyasal geleceğini garanti altına alabilmek için örgütlü yapıları güçsüzleştirmeyi ve halkı yalnızlaştırmayı amaçlıyor.
Baroların, ayrımcı, nefret dolu belli bir kesimi hedef gösteren bir zihniyeti eleştirmesi; TTB’ nin CoVİD- 19 salgını süresince, sağlık sistemine, sağlık çalışanlarının olumsuz koşullarına ve şeffaf olmamaya ilişkin eleştirel yaklaşımı; TMMOB ve Odalarımızın insana, doğaya, yaşam çevremize olumsuz etkileri olan uygulama ve projelere karşı kamu yararı temelinde taraf olması bahane edilerek Anayasal, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarını kontrol altına almaya yönelik girişimler yeniden gündeme getiriliyor.
Demokratik seçimler ile kazanamadığı kurumları, devletin tüm olanaklarını kullanarak işlemez hale getirmek, gerekirse kayyumlar eliyle o makamları işgal etmek, AKP’nin yönetme biçimi haline gelmiştir. Bu kapsamda da, Cumhurbaşkanı, baskı ve zor yoluyla sindiremediği meslek örgütlerini, ‘yasal düzenleme’ yoluyla işlevsizleştirmek ve kontrol etmek istemektedir.
Getirilecek yasal düzenleme ile, TMMOB ve Odalarımız bakanlıkların emrinde birer şube müdürlüklerine dönüştürülerek özerk ve demokratik yapıları yok edilmek istenmekte, seçim sistemlerine müdahale edilerek işlevsizleştirilmek ve etkisiz hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Yüzde on seçim barajını kaldırılmayarak anti demokratik seçim sisteminin değiştirilmediği, yüzde 50+1 ile seçilebilen bir Cumhurbaşkanlık sisteminin getirildiği ve nispi temsil yönteminin ülke yönetiminde uygulanmadığı, partilerin aldıkları oy oranında hükümette nisbi olarak yer almadığı bir yerde, meslek örgütlerinin seçiminde “nispi temsil” getirmeye kalkmanın “demokratik temsiliyet” aldatmacası ile açıklanmasının inandırıcı hiçbir yanı bulunmamaktadır.
Odalarımızda, her üyemiz, tabandan başlayan genel kurullarımızda ve seçim süreçlerinde yer alarak Oda politikalarının ve yönetim kurullarının belirlenmesinde söz sahibi olmakta, herkesin özgürce katıldığı demokratik seçimlerle de yönetim kurulları belirlenmektedir.
Bizler biliyoruz ki, siyasal iktidarın rahatsızlığının asıl nedeni bilim ve mühendisliğin insanlık yararına kullanılmasına olan sorumluluğumuzla; kamusal değerlerimize, doğamıza, yaşam çevremize, doğal kaynaklarımıza, kısaca toplumsal olana sahip çıkma yolundaki inadımız ve gayretimizdir.
Doğma ve hurafeye karşı, bilimi, aydınlanmayı, çağdaşlığı, laikliği savunmamızdır. Faşizan, baskıcı, ayrıştırıcı politikalara karşı eşitliği, özgürlüğü, adaleti, kardeşliği ve barışı; sermayenin sınırsız sömürü isteğine karşı emeği ve alın terini savunmamızdır.
Bizler, savunduğumuz bu değerlerden geri adım atmayacağız, ilerici ve toplumcu değerlerimizin ortadan kaldırılmak istenmesine izin vermeyeceğiz!
Bizler, İnsandan, emekten, haktan, hukuktan, adaletten, barış ve özgürlükten yana bir anlayışla, mesleğimize, halkımıza, ülkemize dair çalışmaları bütünlüklü olarak hayata geçirmeye; gericiliğe karşı çağdaş ve laik yaşamı, karanlığa karşı aydınlığı, doğma ve hurafeye karşı aklın ve bilimin yol göstericiliğini savunarak; bilim ve emekle ürettiklerini umut ve inatla toplumun ve meslektaşların hizmetine sunmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla..”