Ana sayfa » Yerel » ALİAĞA İÇİN KRİTİK UYARI; “TARIM VE ORMAN ALANLARI SANAYİYE AÇILIYOR..”

ALİAĞA İÇİN KRİTİK UYARI; “TARIM VE ORMAN ALANLARI SANAYİYE AÇILIYOR..”

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-Aliağa’da 13 Mayıs’ta Petkim’de meydana gelen arıza nedeniyle çevreye yayılan yoğun duman kirliliği bu bölgedeki riskleri bir kez daha gündeme getirdi.

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, Aliağa’nın çevresel yük kapasitesini tamamen doldurmuş olmasına rağmen İzmir’deki ÇED kararlarının büyük bölümünün bu bölgedeki tesislerin kapasite artışlarına ilişkin olduğunun görüldüğüne dikkat çekti.

Kınay, planlama süreçlerine ilişkin çalışmalar ve çevre düzeni planlarında da bölgede sanayi alanlarının genişletildiğini tarım ve orman alanlarının sanayi yatırımlarına açıldığını bildirdi.

“İzmir’in hava kirliliğine en önemli etken Aliağa”

Aliağa Bölgesi petrokimya tesisleri, demir çelik endüstrisi , diğer sanayi tesisleri mevcut ve planlanan termik santraller ile en önemli çevresel risk bölgesi olduğunu ifade eden Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, “Bu noktada bölgede yapılan çalışmalar çevresel kirliliğin boyutları ve etkileri ile ilgili olumsuz verileri de ortaya koyarak bölgenin çevresel yük kapasitesini aşmış olduğunu ifade ediyordu. Aliağa İzmir İçin Hava Kirliliği sürecindeki en önemli etken aynı zamanda yapılan çalışmalar su ve toprak kirliliğinin de önemli boyutta olduğunu gösteriyor” dedi.

“Bölgedeki yaşam kalitesini tehdit ediyor”

1960 yılına kadar tarım ağırlıklı bir ekonomiye sahipken, 1961’de ağır sanayi bölgesi ilan edilen Aliağa’da 1970’lerden itibaren sanayi yatırımlarının hız kazandığını, petrokimya endüstrisinin de kurulmasıyla bir sanayi kenti halini aldığını vurgulayan Kınay şu bilgileri verdi;

“İzmir’in kuzeyinde doğrudan Ege Denizine kıyısı olan Aliağa Bölgesi sınırları içerisinde; hurda demir-çelik işleme tesisleri, haddehaneler, petrokimya tesisi, petrol rafinerisi, doğal gaz çevrim santrali, gübre fabrikası, gemi söküm tesisleri, kömür depolama alanları, hurda depolama alanları, geniş cüruf yığınları, oldukça yoğun taşımacılık aktiviteleri ve ağır karayolu trafiği gibi kirletici vasfı yüksek faaliyetler nedeni ile Aliağa Bölgesi havası, suyu, toprağı ile çevresel kirlilik kapasitesini çoktan aşmış, kirlenmiş ve bölgedeki yaşam kalitesini tehdit eder hale geldi.

Bu noktada üretim kaynaklı kirlilik süreçlerinin yanı sıra arıza ,kaza, afet gibi durumlarda oluşacak çevresel risklerin de çok daha hassas değerlendirilmesi gerekiyor. Bu gibi durumlarda etkinin boyutu ve süresine bağlı olarak çevresel zararın boyutu değişebiliyor. Alınacak önlemler ve müdahale çalışmaları ile zarar azaltılmaya çalışılsa da; Çevre ve halk sağlığı açısından oluşan zararın ise geri dönüşü mümkün olamıyor .Sanayi ve üretim bölgelerinde planlama ve karar sürecinde bu etkenlerin de değerlendirilmesi önemli bir faktör.”

“Arızanın giderilmesi sürecinde tesis kaynaklı kirlenmenin boyutu bilinmiyor”

Kınay, Aliağa’daki 13 Mayıs’ta Petkim’de meydana gelen kazaya da değinen Kınay, “Arıza nedeni ile ünitelerden birisinde emniyet amaçlı kontrollü duruşa geçildiği, ünitenin arızanın giderilmesinden sonra yeniden devreye alınacağı belirtilerek, bacadan kaynaklanan dumanın bu arıza nedeni ile olduğu, sahada iş güvenliği kaynaklı herhangi bir sorun bulunmadığı belirtilmiştir.”

Tesiste oluşan arıza nedeni ile üretimde olan hammadde ve yarı mamullerin yakılması ile oluşan kirlilik ünitelerin devre dışı kalması nedeni ile doğrudan havaya karışıyor. Arızanın giderilmesi sürecinde tesis kaynaklı kirleticilerin boyutu ve miktarı ile ilgili değerlendirmeyi bilemiyoruz.

Mevcut durumu ile bir çevre ve halk sağlığı sorunu olarak karşımızda duran Aliağa Bölgesinde; sanayi tesislerinde oluşabilecek bu tarz örnekler riski ve çevresel yükü daha da büyütüyor. Bu örnekler bile Bölgedeki yaşanabilecek olumsuzlukları karşımıza çıkarıyor” dedi.

“Salgın nedeniyle denetimler de durduruldu”

İçerisinde bulunduğumuz salgın süreci kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sağlık gerekçesi ile izleme ve denetimlerin durdurulduğuna da dikkat çeken Kınay şöyle konuştu:

“Bu kaza, sağlık riski nedeni ile alınan bu değerlendirmenin farklı risklerini de ortaya çıkardı. Bu durumda çalışmaya devam eden işletmelerin izleme ve denetimlerinde yaşanan aksaklıkların çevre sorunu olarak karşımıza çıkma riski bulunmaktadır. Aynı zamanda ölçüm ve denetim çalışmalarının durdurulması ile çevresel izlemeler yapılamamakta, dolayısı ile çevre kalitesine ilişkin değerlendirme bulunmamaktadır.

Süreç içerisinde çevre yönetimi ve denetimi çalışmalarının çok daha etkin ve verimli yürütülmesi gerekliliği de ortadadır. Bu ortamda işletmelerin çevresel yükümlülüklerini de tam olarak yerine getirmeleri, özel koşullarda ilave tedbirler almaları gerekmektedir.

Düşünmek istemesek de bu koşulları suiistimal ederek çevre ve halka sağlığını riske atacak, yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmelerin de olma ihtimali olacaktır. Bu sürecin getireceği çevresel ve sağlık riskleri çok daha büyük sorunları karşımıza çıkarabilir..”

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com