Ana sayfa » Güncel » Mustafa Küpçü-BİR TARİHSEL DERS; HOCALI KATLİAMI VE SONRASI..

Mustafa Küpçü-BİR TARİHSEL DERS; HOCALI KATLİAMI VE SONRASI..

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

İnsan, canlı varlıkların en vahşisidir!
“DÜŞMAN” yaratmak en büyük özelliğidir!
“IRK” der, “DİN” der, “MEZHEP” der, bir yolunu bulur, önce “Düşman”
yaratır sonra da savaşır…

Güçlüyse, başka bahaneler aramasına da gerek yoktur!
“Petrol için savaştık, haksız olsak da haklıyız” diyebilir!
Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de olduğu gibi…

Her savaş, her ölüm yeni düşmanlıkları ve yeni savaşları körükler! Silah
sektörü başta olmak üzere “tekelci sermaye” kazanır ama İNSANLIK
kaybeder!

Batı emperyalizminin iki “ayrıcalıklı” ülkesi vardır. Biri İsrail, diğeri
Ermenistan’dır!

Her ikisi de her olayda “haksız olsalar da haklıdırlar!”
Örneğin; ta 1915’te yaşanan “Tehcir” olayı ve sonrasında yaşananlar, o
dönemde var olan Osmanlı’ya ve sonrasında da Türkiye Cumhuriyeti’ne
“Ermeni katliamı” olarak yaftalanır!

Egemen güç, ne tarihi belgeleri ne de tarihçilerin görüşlerini tanımaz!
Avrupa’nın pek çok ülkesi, ulusal meclislerinde bu yönde kararlar
çıkarırlar!
Oysa, yakın tarihimizde yaşanan ve acıları dinmeyen bir HOCALI
KATLİAMI vardır.

Tarih; 25-26 Şubat 1992.

Rusya’nın 366. Motorize Piyade Alayı desteğindeki düzensiz Ermeni
güçleri, Hocalı’ya yaptıkları gece saldırısında 106’sı kadın, 83’ü çocuk,
toplam 613 Azerbaycanlı insanı KATLETTİLER!

Bu alçakça katliamı dünya duydu ancak duyarlı birkaç ülke ve İnsan
Hakları’nın gerçek savunmanları tepkiler gösterdiler.

Ama EMPERYALİZM yani, ABD ve işbirlikçisi “sözde medeni ülkeler!”
duymadılar!
Ölenler öldükleriyle, bu katliamı yapanlar da yaptıklarıyla kaldılar!
Günümüzde de, emperyalist ülkelerin “maddi çıkarları uğruna” kitlesel
katliamlar sürüyor.

Öncelik, topraklarından petrol ve değerli madenler çıkan ülkeler!
17 Ocak 1991’de ABD saldırısı ile başlayan Irak’a yönelik ilk Körfez
Savaşı, ardından, kimi istihbarat uzmanlarınca “CİA-PENTAGON ortak
projesi” olduğu iddia edilen “11 Eylül 2001 İkiz Kuleler Saldırısı” üzerine
ABD’nin Afganistan’a yönelik saldırısı, İkinci Körfez Savaşı ve
“ORTADOĞU BAHARI” denilen, ancak Ortadoğu’yu ve Kuzey Afrika’yı kan
gölüne çeviren, emperyalist uşağı TERÖR örgütlerinin insanlık dışı
katliamları ve SURİYE iç savaşı.

Bütün bu emperyalist saldırı ve savaşlarda Türkiye, büyük maddi ve
manevi kayıplara uğramıştır! Komşu ülkeleriyle ticari alışverişi bitmiş, özellikle Suriyeli sığınmacıların işgaline uğramıştır.

Öte yandan, bu iç savaşta mevcut Suriye yönetimine karşı, muhalif
gruplarla (ÖSO gibi) işbirliği yapılmıştır.

Suriye’de ABD’nin de Rusya’nın da “çıkar hesapları” var. Ya bizim?
Sınırlarımızda “terörist grupların varlığını istemiyoruz.” Bu arada
Suriye’de “rejim güçleri” Rusya desteği ile İdlib’e kadar ilerlemiş,
“muhalif gruplara” karşı mücadele ediyor. Türkiye ise, Suriye
topraklarında “Gözlem noktaları” belirliyor! Rejim güçleri bu noktaları
aşıyor ve bizim askerlerimiz bu arada ard arda şehit oluyor! Yazık günah
değil mi?

Şu bir gerçek ki; hem ABD hem de Rusya bizi aldatıyor!
O halde, hala İdlib’de askerlerimiz neden tutuluyor? “Kanları yerde
kalmıyor” demek kolay! Bizim yitirdiğimiz canların bedeli bu mudur?
Biz, her türlü önlemi alarak ülkemiz sınırlarını koruyacağız.

Ancak, bu kadar güvenilmez bir “uluslar arası düzen” içinde tek çıkar
yolumuz, Mustafa Kemal’in belirlediği temel ilkedir. Yani; “Yurtta barış,
ülkede barış” ilkesini yeniden hayata geçirmektir.

Türkiye, EMPERYALİS TUZAĞA düşmemeli, evlatlarını yitirmemelidir!
Komşumuz Suriye ile bir savaşa girme lüksümüz yoktur.
Dış politika, uzmanlık ve denge işidir!

Lütfen, biraz da “Monşerler” diyerek küçümsediğimiz Dış Politika
Uzmanlarını dinleyelim…

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com