Tarih; Mayıs 2007.
“Deniz Çobanı” adlı çevreci grubun kurucusu ve başkanı olan Kanadalı
Paul Watson; “dünyanın çevre felaketlerinden kurtulması için, o tarihte
6 milyar olan dünyadaki insan nüfusunun acilen 1 milyarın altına
indirilmesini” öneriyordu!
Watson, insanları “doğayı kemiren virüsler” olarak niteliyordu!
Dünyada yaşayan insanların 6 milyardan 1 milyara düşürülmesi için,
şehirlerin üstünde sarin gazı salınmasından başlayarak her türlü yol ve
yöntemin kullanılmasını öneriyordu!
Yıllar önce okuduğum, bir Amerikan gazetesi haberine göre ise;
“Önümüzdeki yıllarda 30 ölümcül hastalık bizi bekliyor!”haberi dikkatimi
çekmişti!
VAHŞİ KAPİTALİST DÜZEN, bir yandan insanı öte yandan da DOĞAYI
insafsızca sömürüyor.
Bir yandan enerji kaynaklarına ulaşmak ve silah sektörüne kazandırmak
için yaratılan lokal savaşlar ve “kendi elleriyle besledikleri TAŞERON
TERÖR ÖRGÜTLERİ” ile dünyanın her yanında kitlesel kıyımlar yaşanıyor,
Öte yandan “İlaç Tekellerinin çıkarları” için salgın ve ölümcül hastalıklar
üretiliyor. Örneğin KANSER, hızla yayılıyor.
Yakın zamanda yaşadığımız “Kuş Gribi”, Domuz gribi” ve benzeri salgın
hastalıkları ve bu salgın hastalıkları önlemek için ülkemiz başta olmak
üzere bir çok ülkede ödenen ağır bedeli ve yitip giden insanları düşünün!
Ard arda yaşanan salgın hastalıklar ve KANSER başta olmak üzere
“ölümcül hastalıklara” dünya insanlığının ödediği bedelleri bir düşünün!
Acı bir gerçek şu ki;
Vahşi kapitalist düzenin bedelini insanlık ve DOĞA olarak çok ağır
ödüyoruz! Doğa’nın dengesi bozuldu. Mevsimler düzeni bozuldu. İnsan
sağlığını tehdit eden her türlü MİKROP insan başta olmak üzere tün
canlı varlıkları ölüme sürüklüyor.
Bir an düşünüyorum da;
İnsanlığa ve doğaya bu vahşi süreci yaşatanlar da tehdit altında değiller
mi?
HAYIR!
Onlar, kendilerini yaşatacak seçenekler üzerinde de çalışıyorlar!
Örneğin;
· yaşam olanağı olan yeni dünyalar arıyorlar.
· Dünyanın olası yıkılışı halinde “yeniden yaşam olanağı yaratmak
için” Kuzey Kutbu yakınlarında, yerin 130 metre altında, dünyadaki tahıl
ürünlerine ait milyonlarca tohumu, “Nuh’un Ambarı” dedikleri büyük bir
ambarda saklıyorlar!
Dünya batacak, milyarlarca insan salgın hastalıklar ve doğa
felaketleriyle helak olacak, bu insanlık dışı sonu yaratanlar, yeni bir
dünya kurup refah içinde yaşayacaklar!
2018 yılında ABD’de çekilen “VENOM-Virüs” adlı filmin ilk 16
dakikasında Virüsün taşıyıcısı olarak “Bir Çinli kadın” gösteriliyor!
İlginç olan şu ki, 2020’nin ilk ayında ÇİN’de “CORONA VİRİSÜ” olayı
yaşanıyor!?
Çin’de insanlar ölüyor.
Çin’le ticaret yapan ülkeler, bu ülkedeki vatandaşlarını kurtarmaya
çalışırken, Çin’le olan ticari ilişkiler kopuyor!
ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Coronovirüs olayı için; “Bu olay
istihdamın Kuzey Amerika’ya geri dönmesini sağlayacak” diyor!
ABD-ÇİN arasındaki “TİCARET SAVAŞI” başladı!
İlk etkili silah da “Corona Virisü” oldu!
Bu virüs, gerçekten Çin halkının “Yarasa ve yılan eti yemeleri” yüzünden
mi oldu? Yoksa, özel olarak üretilen bir virüs havadan salındı mı?
Bu virüsün Çin ekonomisine büyük bir sarsıntı getireceği gerçeğini kim
inkar edebilir?
Üstelik, virüs dünya ölçeğinde yayılıyormuş! Şimdi, bu salgına karşı “AŞI
ÜRETECEK” ve bu aşıyı piyasaya sunacak İLAÇ TEKELİ kim bilir ne
büyük bir kazanç sağlayacak!
Bir başka konu;
Şu anda Türkiye’de KANSER ilaçları başta olmak üzere yaklaşık 150 ilaç
bulunamıyor! Özellikle kanser ve tansiyon ilaçları ateş pahası ve de
KARABORSA!
Kanser hastalıklarında yüzde 66’lık bir artış var! (Kaynak: Sağlık
Bakanlığı 2018 Sağlık İstatistikleri Yıllığı.)
Başımıza gelen olayları çok yönlü olarak düşünmeli, “İNSAN ve DOĞA
DÜŞMANLARINA” karşı insanca bir direnç ve dayanışma içinde
olmalıyız!..
