Ana sayfa » Bilim-Teknoloji » “EN ÖNEMLİ BİLİMSEL PROBLEMLER HENÜZ ÇÖZÜLMEDİ..”

“EN ÖNEMLİ BİLİMSEL PROBLEMLER HENÜZ ÇÖZÜLMEDİ..”

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-20. yüzyılın en önemli bilim insanlarından patolog, histolog, sinirbilimci ve Nobel Fizyoloji Ödülü sahibi Santiago Ramón y Cajal, yıllar önce yazdığı bir makalede genç bilim insanlarına önemli uyarılarda bulunuyor.

Okulundan yeni mezun olmuş müstakbel bilimciler arasında çeşitli bilim dallarındaki büyük önem taşıyan şeylerin aydınlatıldığına dair yanlış bir algının olduğunu belirten Cajal, bu algı nedeniyle yeni bilim insanlarının yapacağı ve küçük ayrıntılara odaklanan çalışmaların bir işe yaramayacağının düşünüldüğünü söylüyor.

Kendi çalışması nedeniyle bilimin perspektifini değiştirmeyeceğini savunan bu genç mezun, Cajal’a göre tevazu kılığında tembelliği savunuyor.

Cajal, bu yanlış algının telkinlerle görev ve sadakatin dürtüleri arasındaki savaşta yer alan genç araştırmacı tarafından yok edilmesi gerektiğini savunuyor. Akıl hocalarının gözüne girmek isteyen yeni gözlemcinin daha ilk adımda kendisinden önce gelenlerin birçok şeyi yaptığını fark etmesinin şok edici olduğuna değinen İspanyol bilim insanı, bununla birlikte sahneye erken çıkmanın da başka problemleri çözmemizin önüne geçebileceğini hatırlatıyor.

Temel problemler hâlâ çözülmüş değil:

Yine de Rönesans’ta olduğu gibi peş peşe büyük bilimsel gelişmelerin yaşandığı dönemler yaşandığını da belirten Cajal, Rönesans’ta yaşayan bilim insanlarının Antik Yunan’daki bilimcilerin bilimsel alanları tüketmekten çok, daha ilk adımları attıklarını fark ettiklerinin altını çiziyor.

Günümüzde bilimin, daha öncesinde yok edilmesinin mümkün olmadığı düşünülen bilimsel teorilerin enkazının üstünde yükseldiğini hatırlatan Cajal, bilimin bazı dallarının olgun görünebileceğini ancak bunun başka dalların hâlâ olgunlaşmadığının işareti olduğunu vurguluyor.

Biyoloji alanında son yüzyılda muazzam boyutlarda çalışmalar yapılmasına rağmen disiplinin en temel problemleri hâlâ çözülmedi: hayatın kökeni, kalıtım ve gelişim, hücrenin kimyasal ve yapısal bileşimi ve dahası…

Cajal, genel olarak bakıldığında, insanların problemleri değil problemlerin insanları tükettiğini söylemenin adil olacağını düşünüyor. Bilgilerimizin bölük pörçük olduğuna dikkat çeken Cajal, tamamen keşfedilmiş alanlarda dahi beklenmedik bulguların ortaya çıkabileceğini söylüyor.

İspanyol bilim insanı, kendi döneminde ışık ve ısının hâlâ gizem barındırdığına inanılmadığını ancak bu durumun değiştiğini kaydediyor.

Bilim, ebedi bir yaratıcı süreçtir:

Geoffroy Saint-Hilaire “Sonsuzluk, her zaman bizden öndedir” derken Carnoy “Bilim, ebedi bir yaratıcı süreçtir” sözlerini sarf ediyordu. İncir çekirdeğini doldurmadığı düşünülen gözlemlerin büyük bilimsel buluşlara yol açtığını hatırlatan Cajal, bilimin sürekli değişen karakteri nedeniyle bugün ayrıntı olarak görünen bir şeyin yarının biliminde temel hâline gelebileceğini söylüyor.

Cajal’a göre neyin önemli ve neyin önemsiz olduğuna dair düşüncelerimiz hatalı bir bilgeliğe dayanıyor çünkü doğada üst ya da ast bulunmuyor. Birçok bilimsel dehanın dahi bilimsel sezgilerin değerini anlamakta güçlük çektiğini belirten Cajal, antik çağlarda veya Rönesans’ta yazılıp da dikkat çekmeyen şeylerin şimdiki bilimsel gelişmelerin tohumlarını barındırdığının altını çiziyor.

Sonuç olarak Cajal’a göre problemin küçüğü olmaz. Küçük görünen problemler, aslında anlaşılmayan büyük problemlerdir. Hiç kimse bugün keşfedilen küçük ayrıntıların gelecekteki önemini tahmin edemez..

Kaynak-Webtekno

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com