Finlandiya’da Başbakan Antti Rinne’nin istifası sonrası, Sosyal Demokrat
Parti genel başkanlığına seçilen Ulaştırma ve İletişim Bakanı Sanna
Marin, yeni dönemde başbakanlık görevini de üstlenecek.
Evli ve bir çocuk annesi Marin, henüz 34 yaşında ve dünyanın en genç
başbakanı olacak.
Üstelik, koalisyon ortağı dört siyasi partinin liderleri de kadın. Bu dört
kadından ikisi 32, biri 34 ve en yaşlısı 55 yaşında.
Birkaç örnek daha verelim;
Yunanistan önceki dönem Başbakanı Çipras, 44 yaşında. Şimdiki
Başbakanı Miçotakis 1968 doğumlu yani 51 yaşında. Kanada
Başbakanı Trudaeu 48 yaşında.
Ya bizde?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan 1954 doğumlu yani 65
yaşında! Yıllar önce, Erbakan’la yollarını ayırırken; 65 yaşına gelen
siyasetçi emekli olmalı” demişti!
Erdoğan, “65 yaş üstü vatandaşlara ücretsiz ulaşım hakkı” verilirken; “65
yaşındakiler elden ayaktan düştükleri için ulaşımı bedava yaptık”
demişti!
Kendi payıma belirteyim; gençlik yıllarımdan itibaren siyasetle
ilgilendiğim halde, 48 yaşımda aktif siyaseti noktaladım.
Benim ülkemde de artık siyaset sahnesinde 65 yaşın altında kişiler
“aktif siyaset” yapmalı, 65 yaş üstü “deneyimli ve bilgili” kişiler de,
maddi bir çıkar hesabı yapmadan gençlere danışmanlık yapmalı,
deneyimlerini ve bilgilerini aktarmalıdır.
İyi güzel de; madalyonun bir de arka yüzü var!
“Benim ülkemde gençlerin siyaset yapma olanakları var mı?”
İşte zor soru bu!
Bu ülkede;
· Çağın ihtiyaçlarına uygun bir “EĞİTİM-ÖĞRETİM DÜZENİ” var mı?
· Eğitim sistemi “ÖNYARGISIZ, SORGULAYAN, BİLGİYE ve GERÇEĞE
SAYGILI” insan yetiştiriyor mu?
· Yoksa; Ana Okulu’ndan itibaren, insan beyinlerini tutsak eden
çağdışı bir eğitim düzeni mi egemen?
· Üniversitelerimiz neden “Dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına
giremiyor?” Üniversitelerimizde “BİLİMSEL ve MALİ ÖZERKLIK” var mı?
· Üniversitelerimizde “Bilimsel araştırma ve geliştirme/AR-GE”
çalışmaları var mı? Yoksa, üniversiteler “Atama ile gelen, akraba
saltanatı peşinde, kafası yüzyıl öncesinde, bilim dünyasına katkısı
olmayan kişilerin işgalinde mi?
Her ile en az bir Üniversite yapmakla olmuyor! Düşünün; 71 Rektör’ün
hiç bilimsel yayını yok muş!
· Lisede olması gereken 1 milyondan fazla genç nerede? Bilinmiyor!
· PİSA testinde OECD ortalamasının altındayız!
· Milli Eğitim’de kimi okullarda “Silahlı eğitim” veriliyor
· Ana Okulu’nda din sınıfı açılıyor! Ne öğretiliyor? “Çalışan kadının
aldığı ekmek haramdır!”
· Üniversite mezunu gençlerimiz iş bulamıyor, burs borcunu
ödeyemiyor!
Sözün özü şu;
Gençlerimiz MUTSUZ ve gelecekten umutsuz
Hala ailesine yük olmanın getirdiği ruhsal bunalım içinde.
Kendi hayatını gönlünce yaşayamayan bir gençliğin SİYASET yapacak
gücü olabilir mi?
Siyaset, maddi güç ister.
Siyaset “zaman” ister.
Siyaset ÖZGÜRLÜK ister.
Siyaset, bilgi ister.
Ama bilgiyi edinmek için de gazete, kitap okumak, araştırmak gerek.
SİYASAL BİLGİ ve BİLİNÇ olmadan siyaset yapılamaz! Yapılsa da yarım-
yamalak olur.
Ekonomik özgürlüğü olmayan kişi siyasetle ilgilense de yarım
yamalaktır!
Bu ülkede gençlerin siyaset yapabilmesi için;
bu ülkenin gerçek anlamıyla “Demokratik, Laik, SOSYAL bir HUKUK
DEVLETİ” olması gerekir.
Bir de, 65 yaş üstü siyasetçilerin “İHTİRAS tramvayından” inmeleri
gerek!…