KUZEYEGEHABER-İzmir Bakırçay Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Turhan, “29 Ekim Dünya İnme Günü’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, her yıl dünyada 17 milyon kişinin inme geçirdiğini, yaklaşık 6 milyon kişinin aynı sebeple yaşamını yitirdiğine” dikkat çekti.
Prof. Dr. Ebru Turhan, toplumda inme olarak bilinen beyin krizinin yaygın olduğunu, bu hastalığa karşı farkındalığı artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkati çekmek amacıyla 29 Ekim’in “Dünya İnme Günü” olarak ilan edildiğini ifade etti. İnmenin dünyada ölümle ya da ciddi sakatlıkla sonuçlanan en önemli hastalıklardan olduğunu vurgulayan Turhan, şu değerlendirmeyi yaptı:
İnme bir beyin atağıdır, kalp krizinin beyindeki eş değeridir. Beynin bir kısmının oksijen bakımından yetersiz kalması sonucu oluşan bir hasarlanmadır. Dünya çapında ikinci önde gelen ölüm nedeni ve üçüncü önde gelen özürlülük sebebidir.
Tüm dünyada her yıl 17 milyon kişi inme geçirmekte ve yaklaşık 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Son yapılan Küresel Hastalık Yükü çalışmasının sonuçları; 25 yaşın üzerinde yaşam boyu inme geçirme riskinin arttığını ve şu anda her 4 kişiden 1’inin yaşamları boyunca inme geçireceğini göstermektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de İnme; en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan hastalık grubudur.
Son 3 yılda (2015-2018 yılları) açıklanan TUİK raporlarına göre Türkiye’de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 35 bin- 40 bin arasında değişmekte ve yıllar içinde artış göstermektedir.
“İnme Belirtilerine Dikkat! 4.5 saat hayati öneme sahip!”
İnme belirtileri başladıktan itibaren ilk 4.5 saatte hastaneye başvurmanın çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Turhan uygun merkezlerde uzmanlara başvurmanın önemini hatırlattı.
İnme belirtileri değişkenlik gösterebilir. İnmenin belirtileri genellikle ani gelişen yüz, kol, bacak veya sıklıkla vücudun bir yarısında kuvvet kaybı olur. Bunların dışında aynı bölgelerde uyuşma, bayılma, bilinç bulanıklığı, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük, sebebi bilinmeyen şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, dengeyi sağlayamamak, bir gözde veya her iki gözde görme kaybı, bilincin tamamen kaybı görülebilir.
İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki bu durum “Zaman Beyindir” şeklinde ifade edilir. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir.
Bu belirtiler aniden ortaya çıkarsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı veya 112 aranmalıdır. İnmede ilk 4,5 saat müdahale için en önemli zamanlar olup, kişi doğru tedavi ile eski sağlığına yeniden kavuşabilmektedir. Bu durum sağlanamadığında büyük oranda kişi kaybedilmekte veya sakat kalmaktadır.
“Risk faktörleri engellenirse inmeyi yüzde 90 önleyebiliriz”
İnme oluşumunda en önemli risk faktörleri tütün kullanımı, sağlıksız beslenme ve yetersiz fiziksel aktivitedir. Bu risk faktörleri yüksek kan şekeri (diyabet), yüksek kan basıncı (hipertansiyon), yüksek kan yağları (hiperlipidemi) gibi ciddi problemlere yol açar.
Toplumun risk faktörleri konusunda bilgilendirilmesi, özellikle yaşam tarzı değişiklikleri ile inmelerin %70 oranında, diğer değiştirilebilir tıbbi faktörlerin de giderilmesi ile inmelerin %90 oranında önlenebildiği bilinmektedir.
“İnmenin önlenebileceğini ve tedavi edilebileceğini, bunun için toplumun bilgilendirilmesinin çok önemli olduğunu” vurgulayan Prof. Dr. Turhan “İnmeden korunmak için yapılması gerekenleri” şöyle sıraladı:
-Yüksek tansiyonunuzu kontrol altında tutun
-Yüksek tansiyonunuz varsa bu kontrol altına alınmalı gerekirse antihipertansif ilaç başlanmalıdır.
-Şeker (Diyabet) hastalığınızı kontrol altında tutun.
-Şeker hastalığınız varsa diyabetik diyet önerilmeli, endokrin doktorunun önerisi doğrultusunda oral antidiyabetik ilaçlar ya da insülin tedavisi başlanmalıdır.
-Kolesterolünüzü düşürün.
-Kolesterol yüksekliğiniz varsa diyet, yaşam tarzı değişikliği ve gerekirse antilipidemik ilaçlar uygulanmalıdır.
-Koroner kalp damar hastalıkları ve ritim bozukluklarınız (Atrial Fibrilasyon) var ise bunların kontrol altına alınması için doktorunuz ile iletişime geçin
-Sigara içmeyin, pasif içiciliğe maruz kalmayın
-Alkol tüketiminizi azaltın
-Sağlıklı kilonuzu koruyun, fazla kilonuz varsa uygun diyet ile verin
Haftada 5 gün orta ağırlıkta egzersiz yapın
-Sağlıklı ve dengeli beslenin.
-Stres, anksiyete ve depresyondan korunmaya çalışın..”