KUZEYEGEHABER-Radyoloji uzmanlarına göre tıbbi görüntüleme cihazları klinik muayenenin yerini aldı. Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Tuncay Hazırolan’a göre, “tedavi yapmayı bilen ama tanı koymayı bilmeyen doktorlar çoğalıyor.”
“Karnı ağrıyana, öksürene tomografi yazılıyor.”
Bu sözler, Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Tuncay Hazırolan’a ait. DW Türkçe’nin, sağlık sisteminde önemli bir sorun haline gelen teleradyoloji uygulamasını konuştuğu uzmanlar, Türkiye’de MR (manyetik rezonans), BT (bilgisayarlı tomografi), ultrason gibi görüntüleme cihazlarının gereğinden fazla kullanıldığını söyleyerek bunun tehlikelerine dikkat çekiyor.
İzmir Tabip Odası Başkanı, radyoloji uzmanı Prof. Funda Obuz, “Hastaya gereksiz yere x ışını verilmiş oluyor” derken bir başka riski de ekliyor: “Bir radyolog günde 20, en fazla 30 rapor yazabilir. Kamuda bu sayı 100-200’ün altına düşmüyor. Bu kadar hızlı rapor yazılması hatalı sonuçlara yol açabilir.” Yani hastaya yanlış tanı konabilir.
Türkiye’de 2003 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte hastanelerin yapısı değişti. Özel hastanelerdeki muayene ve tedavi masrafının bir kısmını devlet karşılamaya başladı, böylece hasta isterse ücret farkı ödeyerek özel hastaneye gidebilir hale geldi. Kamu hastaneleri ise dışarıdan hizmet satın almaya başladı, yani taşeron sistemine geçildi. Bunun ilk adımı tıbbi görüntüleme cihazlarıyla atıldı.
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Hazırolan işleyişi şöyle anlatıyor:
“Bir hastaneye tomografi veya MR cihazı alınacaksa ihaleye çıkılıyor. Katılan firmalar çekim başına fiyat veriyor. Eğer şartnamede raporları da o firma yaptıracak diye bir madde varsa ya dışarıdan doktor getiriliyor ya da çeşitli yerlere gönderip rapor yazdırılıyor.
Rekabet yoğun olduğu için her geçen gün fiyat düşüyor. Bir devlet hastanesinin ihtiyacını görecek ortalama bir MR cihazı bir milyon euro’dan başlar. İşletim ücretleri, teknisyen, doktor maaşıyla bayağı yüksek bir meblağ. Firma ihaleyi alabilmek için 20-30 liraya çekeceğim dediği zaman cihazın kapasitesi günde 50 hastaysa, çok daha fazla çekmesi lazımki kârlı çıksın.”
Radyologlar 2-3 liraya rapor yazıyor..
DW Türkçe’nin görüşlerine başvurduğu radyoloji uzmanlarının tamamı, bu durumun hem hastayı hem doktoru mağdur ettiğini söylüyor.
“Kaliteli bir MR çekimi 20 dakikadan aşağı sürmez” diyor Prof. Hazırolan. 24 saat kesintisiz çalışan bir cihazla en fazla 80 çekim yapılabilecekken Türkiye’de bu sayı 150’nin üzerinde. Bu da kalitesiz tetkik sayısının artmasına neden oluyor. Ayrıca aşırı talep nedeniyle hasta aylarca sıra bekliyor. İlerleme riski olan bir hastalık için bazen geç kalınmış oluyor.
İsminin yazılmasını istemeyen bir hekimin söyledikleri çarpıcı:
“Bu kadar çok tetkiki okuyacak doktor bulmak da zor. Teleradyoloji devreye giriyor. Tetkikler sağa sola gönderilip 2-3 liraya hızlıca rapor yazdırılıyor. Maalesef iş ahlâkı olmayan doktorlar arasında da rekabet var. Bir doktor günde maksimum 50 MR okuyabilecekken 300 tane okuyor veya okumuş gibi yapıyor.
Bir uzman doktorun aynı gün içinde 500-600 raporda imzası olduğunu biliyoruz. Elbette bunun imkânı yok, farklı yerlerdeki asistanlarına okutuyor. 3 liradan yazılsa günde 1500 lira kazanmış oluyor. Muğla’da çekilen bir tomografinin raporu Kayseri’de, Van’da, herhangi bir yerde yazılabiliyor..”
Kaynak-Gerçek Gündem