KUZEYEGEHABER-Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz ‘adım adım kambiyo kontrol rejimine gidiyoruz’ tweeti ile Ankara’daki hazırlıkların teknik yönünü öne çıkardı. İşte Durmuş Yılmaz’ın konuşmasından satır başları…
Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Hazine’nin müşterek yürüttüğü çalışmanın özü şu: “Döviz borçları artık ödenemiyor. Kurların nerede duracağı belli değil. Her şok sonrası dolar 15-20 kuruş artıyor. En iyisi bankalardaki döviz hesapları için belirli bir kur rakamı belirleyelim. Parasını almak isteyene o kur üzerinden TL olarak ödeme yapalım. Yeni döviz almak isteyeni de kırk delikten geçirelim.”
‘BANKALARDAKİ DÖVİZLERİ TL’YE ÇEVRİLECEK’ İDDİASI
Akla ziyan bir fikir gibi görünse de teknik hazırlıkların büyük ölçüde tamamlandığı konuşuluyor. AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘tamam’ demesi halinde ilk iş olarak bankalardaki 207 milyar dolar tutarındaki döviz tevdiat hesabı belirlenen kur üzerinden TL’ye çevrilecek.
Bir nevi sabit kur rejimine geri dönülecek. Bununla da iktifa edilmeyecek, döviz alış verişi her safhada devlet onayına tabi olacak. Dövize devlet ne kadar fiyat münasip görürse o fiyat üzerinden işlem yapılabilecek.
Bir başka ifadeyle döviz nevinden varlıklara devlet ipoteği konulacak. Ekonomist bir arkadaşım yazmış: Eş / dost sürekli arıyor. Banka kasaları güvenli mi? diye. Evet, güvenli, ama şimdilik güvenli.
15-16 aydır söylediğim senaryoya doludizgin gidiyoruz. Banka kasaları güvenlik sorunu olmayan bir konu olduğu için sadece geçici dönem için geçerli. Bir adım sonrası için ısrarla söylüyorum. Peynir tenekesi bulun. Değerli eşyalarınızı içine poşetle koyun ve lehimletin. Sonra toprağa gömün.
Çünkü Cumhuriyet tarihinin 2. Dünya Savaşı’ndaki ekonomik sıkıntı kadar büyük bir ekonomik sıkıntıya dev bir adım attık.
- Emekli maaşı alanlar maaşlarını alamayacak.
- Kirada evim var, ben rahat geçinirim diyenler kiralarını tahsil edemeyecekler. Buna dayalı gelir planı olanlar gözden geçirmeli.
- Bankada TL param var diyenler de çok dikkatli olmalı. Çünkü TL’nin değeri aşarı düşecek, ancak alacağınız faiz enflasyonun çok altında olacak.
- Ayrıca servet vergisi benzeri bir vergi çıkacaktır. Eviniz, arabanız, paranızdan servet vergisi alacaklar.
- Ben Reis’i seviyorum, hem de hamsi yiyorum diyenlere de söyleyecek bir tavsiyemiz maalesef yok.
Niye bunlar olacak? Ve yeter mi? Tabii ki yetmeyecek. Toplum çok ama çok büyük bedel ödeyecek.
1) Ciddi bir dış borç var. Bunu ödeyebilmek için kur artışına bağlı daha çok TL’ye ihtiyaç olacak. Hem devlet, hem özel sektör bütçesinden daha çok TL çıkmak zorunda.
2) Faizler arttığı için yeniden borçlanmak için daha çok TL’ye ihtiyaç olacak.
3) Yap-İşlet-Devret taahhütleri nedeniyle ve de bu taahhütler dolar birim fiyatına sahip olduğu ve de açık rakamı büyüyeceğinden daha çok TL’ye ihtiyaç olacak.
4) Tüm bunlardan geriye kalan kamu bütçesinden çalışanların ücretleri, emekli maaşları ödenebilirse ödenecek, ödenemezse, maaşlar düşürülecek.
5) Suriyelilerin üzerine, 1,5 Milyon Afgan göçünün de maliyeti denklemde ayrı bir bilinmez olarak kalacak.
6) Her yıl 25 milyar açık veren sosyal destek programı ayrı bir sorun? Devam edebilirliği kalmayabilir.
7) SGK açıkları müthiş boyutta. Sağlık sistemi bu açıklarla devam edemeyecek ve bir sürü sağlık kuruluşu / Üniversiteler dâhil iflas edecek,
SON ÇIKIŞTAYIZ!..
Peki, daha sonra;
- Yıllardır limanlarına, havaalanlarına el konulan Yunanistan’a ne olduysa bize de o olacak.
- Birisinin dedesinin MİTHAT PAŞAnın uyarılarına dinlememesi ile Osmanlı ne olduysa, bu ülkede tekrar yaşanacak. Duyunu Umumiye hoş geldin diyeceğiz.
Şu anda bir şey yapabilir miyiz?
Evet halen çok çok az da olsa umut var. Hep beraber birinin (o şimdi Cuma namazına gitmek için abdest alıyordur, yollar da kesilmek üzeredir muhtemelen) ve jöleli danışmanının aklının yerine gelmesi, aklıselimle hareket etmesi için hep beraber dua etmekle başlayabiliriz..