Siyasetçilerimiz, her seçim öncesi aynı basmakalıp sözlerle oy isterler;
Size hizmetkar olmaya geliyoruz! Halkın dediği olur! Hele beni seçin, sonra hizmet neymiş görün!
DEMOKRASİ yalnızca “seçim” değildir. İlk adımdır. Demokrasi, DENETİM
DÜZENİDİR…
Oysa bizim ülkemizde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin denetim yetkisi
bile parmak çokluğu ile engelleniyor!
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” Meclis denetimini bile “gereksiz”
sayıyor! Milletvekilleri yalnızca “soru önergesi” verebiliyor! Bu
önergelerin büyük çoğunluğuna da yanıt verilmiyor!
Ya vatandaş?
İçine düşürüldüğü “geçim kaygısı” ile, büyük çoğunluğu ne gazete
okuyor, ne televizyon haberleri izliyor ne de sorgulamaya cesaret
edebiliyor! “Büyüklerimiz bilir” ezikliği içinde, kendi eliyle büyüttüklerinin
“zincirsiz köleleri” oluyor!
Vatandaş adına siyasi iktidarı “denetleme ve sorgulama görevi” olan
basın ise büyük ölçüde siyasi iktidara övgüler düzmek ve vatandaşı
aldatmakla meşgul! Halkı bilgilendirmek, siyasi iktidarı denetlemek
çabası içindeki az sayıda medya ve gazeteci ise büyük baskı altında!
Bir aykırı örnek olarak, aklıma takılan birkaç konuyu paylaşmak
istiyorum;
Açılımı “Lösemili Çocuklar Vakfı” olan bu vakıf, halkın katkılarıyla, 4 yıl
önce Ankara’da 400 yataklı modern bir hastane kurdu. Ama Sağlık
Bakanlığı yalnızca 75 yatağı için ve sınırlı bir ruhsat vermiş! Kalan 325
yatak boş duruyor!
Bu hastanede en gelişmiş “Radyoterapi Cihazı” var.
Ama kullanma ruhsatı verilmiyor! “Kanser Araştırma Merkezi” var ama
“Doku Uzmanı” çalıştıramıyor! Bu hastane bir özel ticari hastane değil!
Lösemili, kanserli çocuklardan sosyal güvenlik dışında tek kuruş
almıyor. Bu hastaneyi KİMLER ENGELLİYOR? Birer “TİCARETHANE” olan
Şehir Hastanelerine mecbur muyuz?
SİZ; “VATANDAŞ” olarak ne düşünüyorsunuz bu konuda?
“Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü” neden kapatılıyor?
Artık her normal insan biliyor ki; doğal ortamı yok etmenin bedelini
“küresel ısınma” ve bunun oluşturduğu felaketlerle ödüyoruz.
Oysa bu ülkede Ormanlarımız, Yaylalarımız, verimli tarım alanlarımız çeşitli bahanelerle yok ediliyor! Şimdi, bu aymazlığı önlemekle görevli ve 58 yıllık bir kurum olan bu genel müdürlüğü yok etmenin anlamı nedir?
Hurda okul servislerine neden izin veriliyor?
Okul servislerinde yaşanan rezaletleri önlemek ve bu yüzden yitirilen
çocuklarımızın yaşamlarını güvenceye almak için 25 Ekim 2017’de bir
Yönetmelikle, “Servis araçları 12 yaşından büyük olamaz” hükmü
getirilmişti. Ancak, servisçiler bastırdı ve İçişleri Bakanlığı’nca yapılan
bir değişiklik sonucu “1 Temmuz 2021 tarihine kadar okul servislerinde
yaş sınırı aranmayacak!”
Bu günden itibaren okul servislerinde yaşanabilecek her türlü olumsuz
olayın sorumlusu siyasi iktidar ve İçişleri Bakanlığı olacaktır!
Deprem Araştırma Önergesi neden reddedildi?
Büyük depremi her an bekleniyor. Kısa bir süre önce İstanbul ve
çevresini etkileyen 5.8’lik deprem sonrası görüldü ki; okullar başta
olmak üzere bir çok kamu binası dahi depreme dayanıklı değil! İstanbul
başta olmak üzere deprem kuşağındaki tüm illerde ciddi bir araştırma
yapılmalı ve gerekli önlemler acilen alınmalı.
Ama, bu amaçla muhalefetin verdiği araştırma önergesi AKP’lilerin parmak çoğunluğu ile reddediliyor! NEDEN? İstanbul ve çevresinde yaşanacak depremin büyük bir yıkıma, çok sayıda insanımızın ölümüne ve ülke ölçeğinde büyük bir ekonomik yıkıma neden olacağı görülmüyor mu?
Yaşadığı ülkeyi “halk adına” yönetenlerden Meclis’te ve medyada hesap
sorulamıyorsa, vatandaş başına gelecek felaketlerin “doğal felaket”
değil, “BELA” olduğunu da kabul etmelidir!
“BELA” hak edilmiş cezadır!