İnsan, yalnızca bedeni ile insan değildir.
İnsan; bedeni, beyni, aklı ve ruhu ile İNSANDIR…
İnsan beyni, “bilgi, bilim ve insani değerlerle” olgunlaşır.
Ya da; küçük yaştan itibaren “kin, öfke, yalan ve cehaletle” beslenirse,
“insan” kimliğinden çıkar, vahşi bir yaratığa dönüşür!
İkinci seçeneğin ağır bastığı ülkelerde “farklı olana hoşgörü ve saygı”
yoktur. “KİN ve ÖFKE” egemendir.
Bu koşullarda bilgi, bilim, kültür gibi değerler oluşamaz.
Böyle bir toplum, türlü belalarla karşı karşıya kalır!
BELA; “hak edilmiş ceza” olarak tanımlanır.
Örnek verelim;
Dünden bugüne ülkemizde birçok ölümcül depremler yaşanmış.
Yaşadığımız kent “İZMİT” bir zamanlar “NİCOMEDİA” adı ile anılan bir
uygarlığın yönetimindeyken, yaşanan büyük bir depremle yok olmuş.
Sahilden başlayarak, Orhan Mahallesi ve Çukurbağ mahallesini merkez
olmak üzere, Üçtepeler’e kadar olan geniş bir alanda toprağın
derinliklerinden Nicomedia’nın kalıntıları çıkıyor.
Son yaşadığımız deprem ise 1999 depremi oldu.
Büyük bir yıkım yaşadık.
Peki “DERS” aldık mı?
Örneğin; JAPONYA’da sürekli ve şiddetli depremler oluyor. Japonya’da
ciddi bir “deprem bilinci” veriliyor. Deprem anında toplanma alanları
“OKULLAR” olarak belirlenmiş. En sağlam ve güçlü yapılar okullar. Her
okulda jeneratör ve uzun süre yetecek su ve gıda stokları bulunuyor.
Ya bizde?
Okullar bu amaçla kullanılmak üzere düşünülmüş mü dersiniz? HAYIR!
İstanbul’da son olarak yaşanan 5.8’lik deprem sonrasında hasar gören
26 okul boşaltılmış! Bunların 19’u, 1999 depreminden sonra yapılmış.
1999 depreminden sonra yapılacak her inşaat için “zemin etüdü” ile
birlikte, “yetkili ve sorumlu mühendislik firmaları” tarafından, temelden
inşaat sonuna kadar “İNŞAAT DENETİMİ” koşulu getirildi.
İyi de, çocuklarımızın yaşamlarını güven altına alması gereken bu 19
okul nasıl ihale edildi?
Kimler yaptı?
Zemin etüdü yapılmadı mı?
İnşaat denetlenmedi mi?
Şimdi, yıkılmaları ya da güçlendirilmeleri gerekiyor!
Bunun maddi ve manevi bedeli KİMLERDEN sorulacak?
Ya da; SORULABİLECEK Mİ?
Son yıllarda yaşanan tren kazalarından hangi yöneticilere hesap
sorulabildi?
Siz;
Bu kentte yaşayan anne-babalar, çocuklarınızın öğrenim gördüğü
okulların güvenliliğinden emin misiniz?
Siz;
Bu okulların ihale ve inşaatlarından “SORUMLU” olanlar, vicdanen
huzurlu musunuz?
BELA “geliyorum” diyor!
Son yaşanan depremin, beklenen büyük depremin gelişini
hızlandırdığını ve bütün Marmara’yı etkileyeceğini söylüyor uzmanlar!
Ama kulaklar sağır, gözler kör, cehalet ve önyargılar egemen!..
Böyle bir ülkede ne hesap soran oluyor ne de hesap veren!
Hasarlı kafalardan güvenli kentler çıkmıyor!…
