KUZEYEGEHABER-“Sosyal medyada, haberlerde, gazetelerde vergi borçlarının silindiğini duyarız. Merak ettik araştırdık. vergi incelemesi geçiren ve büyük miktarlarda vergi ve cezalara muhatap olan bazı firmaların Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan merkezi uzlaşma komisyonunca vergi ve cezaları sıfırladıklarını duyuyoruz, okuyoruz. Bu işlemler yasal olarak mümkün olmakla birlikte, toplum vicdanını yaralamaktadır.
Ayrıca bundan başka yine halk arasında vergi borçlarının silindiği hakkında şehir efsaneleri dolaşmaktadır. Toplam vergi borcunun bir kısmının bu kişilerce alınarak vergi borçlarının tamamının bilgisayarlardan silindiği ifade edilmektedir. Bu borçların silinmesi için gayrimenkul ve taşıt hacizlerinin olmaması gerektiği ifade edilmektedir.
Bizde Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak, böyle bir şeyin olmasının mümkün olmayacağı ve yüksek düzeyde adamları olduğunu iddia eden bu kişilere itibar edilmemesini ve bu kişilerin sahtekar ve dolandırıcı olduklarını ifade ederek bu kişilerden uzak durulması konusunda uyarıyoruz. Böyle bir şeylerin olması hiçbir şekilde mümkün değildir.
Zaten böyle bir durumun tespit edilmesi şu anki teknolojik sistemle çok kolaydır. Farz edelim böyle bir durumun olduğunu farz edersek, tespit edilmesi halinde bu işin içinde mükellef, işe aracılık eden ve bilgisayardan silen en az biri olacağından organize mali suçlara gireceğinden ilgililer ağır ceza mahkemelerinde yargılanma durumunda kalacaklardır.
Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak vergi mükelleflerimizin bu dolandırıcılara dikkat etmeleri konusunda uyarıyoruz.
Bizim dernek olarak tavsiyemiz yasal haklarını gelir idaresi ve vergi daireleri nezdinde idari yollardan aramalarıdır. Eğer idare vergi mükelleflerinin taleplerini red ederse, haklarını idare ve vergi mahkemeleri nezdinde aramalarıdır. Bu konuda Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak mükelleflerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Kesinleşmiş kamu alacaklarında zamanaşımı uygulaması 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Bu kapsamda değerlendirilen zamanaşımına “tahsil zamanaşımı” denilmektedir.
Tahsil zamanaşımı 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102 nci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddede “Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.
Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmüne amirdir. Yani vergi borçları 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Borcunu yıllardır ödenmeyen mükelleflerin borçlarının ödenmesinde aciz durumunda olmaları halinde gelir idaresi tarafından terkin edilerek kaldırılması gerekmektedir. Ancak vergi dairelerinde çalışan memurlar vergi kanunlarını uygulamak yerine, kraldan fazla kralcı davranmaktadırlar.
Onlara göre, tüğü bitmedik yetimin hakkı vardır diyerek, aciz durumda olan vergi mükelleflerine zamanaşımı hükümleri hiçbir zaman uygulanmamaktadır. Zaten halk arasında, hatta bazı meslek mensupları, hatta vergi memurları bile zamanaşımının olamayacağına inanmış durumdadırlar. Vergi daireleri memurları vergi kanunlarındaki zamanaşımı hükümlerini uygulamayarak suç işlemeyi tercih etmektedirler.
Daha da fazlasını söylemek gerekirse, vergi mahkemelerinde açılan haciz davalarında zamanaşımına uğrayan hacizlerin kaldırılmasında ne yapacaklarını bilmiyorlar. Mahkeme kararının vergi dairesine tebliğinden itibaren 30 gün içinde hacizlerin ve vergi borçlarının terkin edilmesi gerekmektedir. Ancak bazı vergi daireleri anayasal suç işlemek suretiyle mahkeme kararını hiçe saymakta ve görevini kötüye kullanmaktadır.
Bu gibi durumlarda vergi mükelleflerinin ilgili vergi dairesini savcılığa suç duyurusunda bulunabilir ve ayrıca bu yüzden maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Vergi dairelerinin mahkeme kararlarını 30 gün içinde uygulamalarının anayasanın amir bir hükmü olduğunu unutmamaları gerekmektedir.
Vergi mükellefleri haklarını vergi daireleri ve vergi yargısında aramaktan korkmaktadır. Devleti devlete mi şikayet edeceğim. Bundan bir şey çıkmaz demektedir. Bu yüzden yasal haklarını kullanmakta çekimser kalmaktadırlar. Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği olarak mükelleflerimizi hak ve sorumluluklarının bilincinde olmaları için bilgilendiriyoruz. Ayrıca Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği eğitim programını başlattık.
Bu konuya ilgi gösteren kişileri eğitimimize katılmalarını istiyoruz. Vergi mükelleflerimizi haklarını ve sorunlarını kolay çözebilmeleri açısından üye olmalarını arzu ediyoruz.
Derneğimize üye olmanız halinde hizmetlerimizden yararlandırıyoruz. Ayrıca mükellef kriz hattımız üyelerimizin hizmetindedir.
Derneğimizin üyelerine eksiksiz hizmet verebilmesi için üyelerin önce dayanışma bilinciyle derneğe olan yükümlülüklerini yerine getirmeleri şarttır.
Üye sayısı arttıkça ve üyeler aidatlarını düzenli olarak ödedikçe derneğimiz güçlenecektir. Aidatlarını aksatmadan ödeyen üyelerimize hedeflenen hizmetleri gerçekleştirmemiz kolaylaşacaktır. Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği üyeliği; üye olan mükelleflere birlik, beraberlik, destek ve dayanışma olarak geri dönecektir.
Üye olan mükelleflerimizin yetkiler merciler nezdinde temsili söz konusu olacağından üyelerimizin çok olması bizi idare, yargı ve mecliste daha güçlü atılımlar yapmamıza olanak sağlayacaktır. Unutmayın; “tek tek çubuklar çabuk kırılır. Birlikten KUVVET doğar”.
Dernek üyesi olmayanların dernekten hizmet, destek veya yardım beklemeleri gerçekçi ve mantıklı değildir. Nicelik olarak üye sayımız önemli olduğu kadar; üyelerimizin bilinçli ve bilgili olmaları gibi nitelik özellikleri de dayanışmamız ve iş bölümümüz için çok önemlidir. Derneğinize üye olun. Derneğinize üye bulun. Destek olun, destek bulun. Birlik olun, güçlü olun. Derneğimize/Derneğinize üye olun olun, gücümüze güç katın! “
Vergi Mükellefi Savunucuları Derneği Genel Başkanı Mehmet Kaynak