Uzunca bir süredir alışkanlık oldu, Kuzey Ege Haber’e gece 00:00/01:00’e kadar haber girişi yapıyorum. Takipçiler biliyordur kuşkusuz.
Dün gece yine 1’e kadar yükleme yaptım, uykum geldi, yatakta-uyayak diyerekten kaykıldık, boylu-boyunca. Daha rem safhasına geçmeden, ulan rem’de ne diye soracaklara kıyağım olsun, derin uyku oluyormuş rem dedikleri şey arkadaşlar.
Pata-küte, güm-güm, tak-tuk. Uyy anamlar!, bu da ne?. Dün sabah Marmara Denizinde deprem oldu ya, bizim buraları dürttü kesin diyerekten yataktan fırlamaca. 17 Ağustos Depreminden talimliyiz, çıkan ses aynen o geceyi andırmakta zira.
Uyku sersemi, ulan bu ne biçim deprem?, 2-3 sene kadar önce sandöviç panelle kaplattırdım çatıyı. Meğer metal zemin üzerine düşen yağmur damlaları çıkarırmış o sesleri.
Dolu herhal deyip, camdan çıkardım elimi. Yok, dolu-molu değil, bildiğin yağmur. Ama ne yağmur. Bardaktan değil, kovadan hatta tankerden boşanırcasına. Tropikal iklimde, Yağmur Ormanlarında yağan cinsinden, kelimenin tam anlamıyla.
Hani, Ege’nin iklimi değişiyor, yarı tropikal bir hal alıyor diyordu ya uzmanlar, kesinlikle öyle, dün gece bundan emin oldum, yağmurun yağış şeklinden.
Hatta, kısa bir video’da çektim, çıkan o ürkünç ötesi sesi başkaları da duymalı diyerekten. E, uyku, kaçtı, şimşekler, yıldırımlar, hepside bir-kaç metre öteye düşüyormuş gibi patlamakta. 1 saat böyle yağdı yağmur, çaktı şimşek, sende mi…..
2 buçuğa doğru yavaşladı. Yağmur yavaşladı lakin bu kezde sağanak halde mesajlar yağmaya başladı. Daha çok Atatürk ve Kazım Dirik Mahallelerinde oturan takipçiler yağdırmakta o mesajları. Fotoğraf, video, gırla geliyor. Evlerini su basmış, bir kısmı okurdan, takipçiden ziyade şahsen tanıdığım, görüştüğüm insanlar. Yolladıkları fotoğrafları, videoları sizlerle paylaştım zaten.
Sabah ortalık aydınlandığında mesajlarda hızını arttırdı. Evimi, dükkanımı su bastı, ahanda resmi diyen 15-20 civarında mağdur Aliağa’lıdan gelmekteler. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi yine aynı yerler su baskınına uğramış, çukur yada dere yatağı derler ya, işte o cinsten.
Öğleden sonra İstiklal Caddesinde konuşlanmış esnaf arkadaşlardan geldi davet bu kez. De hayde, gelde halimizi gör diyerekten. Yolun alt kısmında bulunan pasaj ve dükkanların bir kısmı lebi derya vaziyetlerinde. Büyükşehir İtfaiyesi, İZSU ekipleri harıl-harıl su çekiyor, bacağım kalınlığındaki hortumlarla.
Dikkatimi çeken ve esnaf arkadaşlarında dile getirdiği şey, cadde üzerinde bulunan logarların yetersiz olduğu. Logar ızgarasının çok küçük olduğu için çabucak tıkandığı ve o andan sonra işe yaramaz hale geldiği. Logarların daha büyük olması gerektiğini ısrarla söylediler.
Aliağa Gençlik Merkezinin alt katını su basmış, Avcı Ramadan Parkını da. Göle dönmüş park. Sabah su çekilince Everglades Bataklığından enstantaneler. Altgeçitler ona keza. 50-60 santim derinliğinde sel suyu dolmuş, ikisine de.
Bence de öyle kibrit kutusu kadar logarlar hemen tıkandı ve su akışı olmayınca cadde üzerinde biriken yağmur suyu dükkanlara doldu. İstiklal Caddesinin önemli bir bölümü gibi nispeten çukurda bulunan yerlerin logarlarının daha bir geniş kesim tutulması gerektiği ortaya çıktı dün gece.
Sizinle dün gece Caddenin halini gösteren bir fotoğraf paylaşıyorum. Lütfen iyice inceleyin ve yağmurun bir yarım saat kadar daha yağması halinde neler yaşanabileceğini düşünün.
Demem şu ki, tabi ki zarara uğrayan hemşehrilerimiz var. Umarım zararları bir şekilde telafi edilir. Ancak, dediğim gibi yağmur biraz daha uzamış olsa….Allah korudu demekle yetineceğim. Hepimize cümleten, gelmiş-geçmiş olsun…