“Yerel yönetimler” halkın demokratik düzene doğrudan katılımı ve
yaşadıkları belde ya da kentlerin yönetimlerini yerel irade ile belirleme
ve denetleme hakkını kullandıkları hizmet birimleridir.
Seçim, demokrasinin ilk adımıdır.
Yönetimin “yasal” niteliğe bürünmesidir.
Belediye Başkanlığına ve Meclis üyeliğine “aday” olabilmenin koşulları
vardır;
Adayların, Savcılık makamından, “Adaylığına yasal bir engel olmadığına
dair onay” almaları temel koşuldur.
Seçim sonuçlarına göre; seçilen şahıslar, haklarında yasal bir engel
yoksa, Yüksek Seçim Kurulu tarafından “mazbata” alırlar. Bu, “yönetim
ehliyeti” dir.
Seçim sonrası, belediye yönetimlerinin “İDARİ ve YARGISAL
DENETİMLERİ” vardır.
Birincisi; “İÇ DENETİM” dir.
İkincisi; SAYIŞTAY ve İÇİŞLERİ Bakanlığı’nın denetimleridir.
Ancak;
“İçişleri Bakanlığı’nın belediyelerin mali denetimini yapma yetkisi” 2005
yılında, AKP iktidarı tarafından kaldırıldı!
“Mülkü İdare Yöneticilerinin yani Kaymakam ve Valilerin, “hukuka aykırı
gördüğü kararlar aleyhine İdari Yargı’ya başvurma” hakkı da 2010 yılında
Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildi.
Derneklerde bile “İdari ve Mali denetim” koşulu varken, AKP iktidarı,
özellikle AKP’li belediyelerin denetimlerini büyük ölçüde engellemiştir!
SAYIŞTAY denetimleri kamuoyunun bilgisinden saklanmıştır!
Gelelim HDP’li belediye başkanlarının seçildikten 5 ay sonra “teröre
destek oldukları” gerekçesiyle görevden alınmalarına!
Görevden alınan belediye başkanları, “aday olma koşullarına uygun
olduklarına” dair, Savcılık belgesi almışlar, yasal olarak aday olmuşlar ve
YSK’dan mazbatalarını almışlardır.
İçişleri Bakanlığı’nın “teröre destek oldukları” gerekçesinin YARGI KARARI
ile onaylanmış bir dayanağı yoktur!
Şu bir gerçektir ki;
AKP iktidarının “ÇÖZÜM SÜRECİ” döneminde Güneydoğu’da merkezi
idarenin denetimleri büyük ölçüde gevşetilmiştir! Sayın Erdoğan,
televizyon söyleşilerinde; “Valilere ve Kaymakamlara biz talimat verdik”
diye açıklamıştır.
Kimi basın kuruluşlarının “BARIŞ MUTABAKATI SAĞLANDI” diye haber
yaptığı “Dolmabahçe görüşmeleri” ile iç barış umudu doğmuştur!
Ama HDP Başkanı Selahattin Demirtaş’ın;
sözleri üzerine barış bozulmuş ve iç kavga yeniden
başlamıştır!
“Seni başkan
yaptırmayacağız.
Ne yazık ki, AKP iktidarı döneminde ilkesi
yok sayılmıştır!
“Yurtta barış, dünyada barış”
Bu ülkenin “TERÖR” ile parçalanması, bu ülkenin vatandaşı olan hiçbir
insan için mutluluk ve huzur veremez.
Bu nedenle, gerçek anlamıyla bu ülke için en doğru
çözümdür.
“İÇ BARIŞ”
Belediyelerin “yandaşların çıkarlarına” hizmet etmesi, ne hukuken ne de
ahlaken onaylanacak bir durum değildir! Son seçimlerden sonra, AKP’li
belediyelerin bu konuda neler yaptıklarını görüyoruz!
Öte yandan; belediyelerin “teröre hizmet” etmeleri de asla
onaylanmayacak bir durumdur.
Sorunun kaynağında, “HUKUK DEVLETİ” kurallarının uygulanmaması ve
“siyasi çıkar hesaplarıyla” hareket edilmesi yatmaktadır!
Son yerel seçimlerde büyük ölçüde hüsrana uğrayan AKP iktidarı, yeni iç
çatışmaların önünü açmaktadır!
KAYYUM uygulamasının da yakın geçmişte nelere yol açtığı, nasıl bir
israf ve lüks anlayışıyla halkın emanetine nasıl zarar verdikleri
görülmüştür!
AKP iktidarı, seçim öncesinde kimi AKP’li belediye başkanlarının “siyasi
baskı” ile görevden alındığını da bu ulusa
açıklamalıdır!
“nasıl ve hangi gerekçelerle”
Bugün yaşadığımız, bu akıl, mantık, insaf ve hukuk dışı uygulamaların
temel nedeni, HUKUK DEVLETİ kimliğinden ve MECLİS DENETİMİ
Güçler ayrılığı) temel değerinden uzaklaşmaktır!..
