Ulus Devlet” farklı etnik ve dinsel kimliklere sahip, “ortak tarihi ve kültürel birliktelikleri” olan insan topluluklarının “Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devleti” içinde “eşit yurttaş” kimliği ve güvencesiyle yaşadığı devlet düzenidir.
Farklı inanç gruplarının” barış içinde yaşayabilmelerinin ön koşulu, Laik Devlet düzenidir. Laik Devlet’te, her hangi bir inanç grubunun siyasal iktidarı yoktur. Devlet, tüm inanç gruplarının özgürce yaşayabilmesinin güvencesidir.
TERÖR; “etnik ve dinsel farklılıklar” üzerine oynanan kirli bir oyundur!
“Terör, kanlı bir ticarettir!” Tıpkı savaşlar gibi…
İnsanlığın tek ve ortak düşmanı ve zalimi “emperyalist küresel düzendir!”
Bu kirli düzenin egemenleri; küresel sömürü düzeni sürsün, ulus devletler güçlenmesin isterler. Bu nedenle, hedeflerine koydukları ülkelerde “etnik ve dinsel farklılıkları” kullanarak, ulusun birbirine düşman olmasını ve çatışmasını kışkırtırlar!
Silah, ilaç ve inşaat tekelleri, terör ve savaşlarla daha büyük zenginliklere ulaşırlar!Irak’ın işgali ve fiilen parçalanması, “Arap Baharı” denilen kanlı plan sonucu Mısır, Libya başta olmak üzere Arap coğrafyasında yaşanan olaylar, Suriye’nin parçalanma süreci, küresel düzenin çıkarlarına uygun olarak planlanan BOP-Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır.
Bunlar, hedefledikleri ülkelerde kendi çıkarlarına uygun İŞBİRLİKÇİ yönetimler isterler! Başarılı da olurlar! Olamazlarsa, var olan yönetimleri çeşitli bahanelerle yıkmaya çalışırlar.
İşte bu bilinçle, komşularımızda yaşanan ve ülkemizi de çok yönlü etkileyen olaylara “ULUSLARARASI SİYASETİN TEMEL KURALLARI içinde yaklaşmalıyız.
Uluslar arası siyasette tek hedef “ulusal çıkarlar” dır.
Ulusal çıkarlara uygun sonuçlar alabilmek de “ULUSAL GÜÇ” ile mümkündür! Uluslar arası siyasette ulusal gücünüz kadar söz sahibi olabilirsiniz. Ulusal gücünüz zayıfsa, “başrol” oynamanız mümkün değildir!
ULUSAL GÜÇ ise; ekonomik ve askeri güç ve toplumsal moral ile doğru orantılıdır.
Ekonomik açıdan dışa bağımlı, bilimsel ve teknolojik olarak başarılı olamayan, giderek artan dış borçlarla boğuşan ve ordusu çok yönlü saldırı ve KUMPASLA ile yıpratılmış; vatandaşları ekonomik sıkıntılar, işsizlikle moral yönden çökertilmiş; toplum “dini, mezhepsel ve etnik” nedenlerle ayrıştırılmış bir ülkede “ULUSAL GÜÇ” zayıftır!
Küresel sömürü düzeninin “siyasal tetikçisi” ABD ve silahlı gücü ise NATO ve TERÖR örgütleridir!
ABD ve İsrail’in ortak hedefi; Ortadoğu’da ekonomik ve siyasal istikrarı lokal savaşlar ve terörle yıkmaktır.
Ortadoğu, zengin petrol, doğalgaz kaynakları, zengin BOR ve TORYUM kaynakları, verimli tarım alanları ve su kaynaklarıyla küresel vahşi düzenin salyalarını akıtmaktadır!
BOP-Büyük Ortadoğu Projesi, bu ahlak ve insanlık dışı sömürünün adıdır!
Komşularımızda yaşanan ve bizi de doğrudan ilgilendiren olaylara “Uluslar arası siyasetin kuralları” içinde yaklaşmalıyız.
Suriye’de yaşanan iç savaşa doğru teşhis koymak ve doğru stratejik tavır koymalıyız. Bu iç savaşın amacı, Suriye’ye demokrasi getirmek değildir. Esad yönetimi yıkılırsa, yerine gelecek düzen demokrasi olmayacaktır! Bu ahlaksız savaş, BOP-Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir etabıdır!
ABD emperyalizmi, Suriye’deki tüm terör örgütleriyle işbirliği içindedir. Göz göre göre, açıkça terör örgütlerini maddi-manevi desteklemekte, “DÜZENLİ ORDU” kimliği kazandırmaktadır!
Elbette, Türkiye’nin güvenlik sorunu vardır.
Bu nedenle Türkiye, haklı olarak, Suriye topraklarında bir “GÜVEVLİ BÖLGE” oluşturulmasını istemektedir.
İlginç ve düşündürücü olan şu ki; bu güvenli bölgede ABD ile işbirliği içinde olacağız!
Şimdi, akıl-mantık ve bilinçle düşünelim; “Güvenmediğimiz, terör örgütleriyle açıkça işbirliği içinde olan ABD’ye güvenilebilir mi?”
Peki, bu sorunu ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda çözümü için ne yapmalı?
Uluslar arası siyaset bilimcileri ve kimilerinin “Monşerler” diye aşağılamaya çalıştığı dış politika deneyimli uzmanların birleştikleri çözüm; “Ortak çıkarlarımız için, bir an önce Suriye yönetimi yani Esad’la barışmak, elele vererek bu kirli oyunu bozmaktır.
Bu görüşün doğruluğuna ben de inanıyorum.
Şunu unutmayalım ki; Suriye parçalanırsa, sıra Türkiye’ye gelecektir!
Aklı ve bilinci olan düşünsün!