Toplumbilim alanında uzman ve deneyimli akademisyenler, yaptıkları araştırma ve değerlendirmeler sonucu diyorlar ki; “toplumsal çöküşün eşiğindeyiz!”
Bu iddiayı doğrulayacak neler yaşanıyor ülkemizde?
İşte, birkaç örnek;
“Belediyeden yardım almak için kocası için görme engelli raporu çıkarttı.” ( 28.7.2019-Gazeteler) Dört çocuklu, geçim sıkıntısı içindeki kadın 2013 yılında rapor çıkartıyor. Aradan 6 yıl geçtikten sonra, trafik kontrolünde “görme engelli” olduğu görülen adamın ehliyetine el konuyor ve para cezası yazılıyor! Adam, eşinden şikayetçi oluyor ve boşanma davası açıyor.
TUİK-Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; nüfusun yüzde 61’i yoksulluk, yüzde 22’si de açlık sınırında bulunuyor!
Kayıtlı işsiz sayısı 4 milyon 417 bin 814 kişiye çıkmış!
Geçim sıkıntısı nedeniyle aile içi şiddet, boşanma, intihar ve cinayetlerde belirgin bir artış görülüyor!
Gençler, evlenemiyor! Çünkü, her şey ateş pahası. Düğün yapan azalmış. Düğünlerde altın takı da öyle! Altın ateş pahası!
Bu ülkede 20 milyon kişinin icra dosyası var! Kredi ile alınan konut ve otomobiller icra yoluyla bankaların varlıklarına dönüşüyor!
Büyükçekmece’de dört işçinin yanarak öldüğü “ruhsatsız” kaçak fabrikada çalışan işçilerin de sigortasız oldukları anlaşıldı! (29.6.2019) Kocaeli’de 6 Haziran’da bir tekstil fabrikasında çıkan yangında ölen dört işçiden üçü Suriyeli, biri de Afgan ve dördünün de sigortasız olduğu anlaşılmış! Yani; “KÖLE DÜZENİ” fiilen yaşanıyor!
Bu ülkede her yıl 15 bin işçi meslek hastalıkları ve iş kazaları nedeniyle ölüyor! Bu kurbanların aileleri ne oluyor?
İşletmecisi inşaatı üstlenen şirketler olan “Şehir Hastaneleri” ile övünürken, kamu ve özel hastaneler hasta yoğunluğundan geçilmiyor! En yaşamsal hastalıkların ilaçları bulunamıyor! Hemen her gün, bir küçük yavrunun hayata döndürülebilmesi için “yardım çağrıları” yapılıyor! Peki “SOSYAL DEVLET’e” ne oldu?
Bu ülkede 2018 yılında 3 bin 161 kişi İNTİHAR etmiş! Bu intiharların en büyük nedeni “GEÇİM DERDİ” olarak açıklanıyor! İntihar edenlerin büyük çoğunluğu da gençler!
2018 yılında 140 ülkede yapılan araştırmaya göre; Türkiye, dünyanın en stresli 11’inci ülkesi olarak belirlenmiş! (GALLUP araştırması)
OECD araştırmasına göre; “Nitelikli işgücü Türkiye’yi terk ediyor!” Neden acaba? “Niteliksiz işgücünün” siyasal torpille iş bulması, nitelikli işgücünün bu ülkede insanca yaşama umudunun kalmaması yüzünden olabilir mi? Bilim, teknoloji ve reel üretimden uzak kalmanın sonucu da bir başka neden olsa gerek!
Bu ülkede halkın yüzde 38.1’i YARGIYA güven duymuyor! ( TBMM’ne sunulan 11. Kalkınma Planı’nın ele alındığı Plan Bütçe Komisyonu toplantısından)
TÜRKİYE, EŞİTSİZLİKTE İKİNCİ! (Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 2017 araştırması)
2018 yılında CİMER-Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne 3 milyon 500 bin kişi başvurmuş! Çünkü, yeni sistemde devlet yönetiminde görev almak isteyenlerin CV/Özgeçmişleri Saray’a iletilmek zorunda!
Daha pek çok “örnek olay” sıralamak mümkün!
Yalnızca yukarıda özetlediğim nedenler bile, bu ülkede “Toplumsal bir Çöküş” olasılığını düşündürmüyor mu?