KUZEYEGEHABER-İzmir İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan, Kurban Bayramı’nın “et yeme bayramı” olmadığına dikkat çekerek, “Derin dondurucuları doldurarak kurban geçirirsek maksat hasıl olmaz. Bu bir ibadet. Allah’a manen yaklaşma vesilesi.” dedi.
İzmir’in en büyük kurbanlık pazarlarından olan Işıkkent’te Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Müftülük ekipleri denetim yaptı. Tarım ve Orman İl Müdürü Musa Bakan ve İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan’ın da katıldığı denetimlerde hayvanların sağlık durumları incelendi.
Hayvanlara eziyet edilmemesi konusunda uyarılarda bulunan ekipler, hayvanların yaşlarını, küpelerini kontrol ederek kurbana elverişli olup olmadıklarını kontrol etti. Tarım ve Orman İl Müdürü Bakan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denetimlerde ilk olarak hayvanların yaşlarına baktıklarını söyledi.
Büyükbaş hayvanların 2, küçükbaşların ise 1 yaşlarında olması gerektiğine işaret eden Bakan, “Daha sonra kulak küpelerine bakıyoruz. Kulak küpesi bizim için çok önemli. Ayrıca kulak ve kuyruk kopmalarına da duyarlı yaklaşıyoruz.” dedi.
İl Müdürlüğü olarak hayvan hastalıklarına karşı hassasiyetle yaklaştıklarını, bu konuda her türlü tedbirin alındığını dile getiren Bakan, “Hayvan pazarlarındaki bütün hayvanları gönül rahatlığıyla alabiliriz. Kontrol ve denetimlerimiz tüm hızıyla devam ediyor.” Bakan, besicileri de özellikle sahte para konusunda uyardı.
“Et niyeti taşımamak gerekiyor”
İzmir İl Müftüsü Recep Şükrü Balkan ise kurban kesiminde hayvanların hiçbir şekilde eziyet görmemesi gerektiğini vurguladı.
Balkan, “Bazen hoş olmayan görüntülerle karşılaşıyoruz. Bu dinen de uygun değil. Hayvanların kesiminin ehil kişiler tarafından gerçekleştirilmesi çok önemli.
Kesen kişi acemi olursa havyana ciddi anlamda eziyet verebilir.” diye konuştu. Kurban Bayramı’nın “et yeme bayramı olmadığına” işaret eden Balkan, şöyle konuştu:
“Kurbanı önümüzdeki yıl içindeki et ihtiyacını karşılamak için, derin dondurucuları doldurarak geçirirsek maksat hasıl olmaz. Bu bir ibadet. Allah’a manen yaklaşma vesilesi. Dolayısıyla kurbanda hiçbir şekilde et niyeti taşımamak gerekiyor. Hissedarlardan bir tanesinin bile bu niyeti taşımaması gerekiyor.
Zaten bu noktada usül şudur; bir aile geliri itibarıyla ucu ucuna kurban kesebilecek durumdaysa, ailesi yıl içinde fazla et tüketemiyorsa kendi evi için tamamını ayırabilir. Ancak fetva şöyle devam ediyor, usül üçte birini eve ayırmak, üçte birini fakir fukaraya dağıtmak, üçte birini de konu komşuya akrabalara dağıtmak uygun olanıdır..”
Kaynak-AA