KUZEYEGEHABER-İzmir’in Karabağlar ilçesindeki evinin balkonundaki birkaç metrekarelik alanı atölyeye çeviren emekli öğretmen Halil Çiçek (65), hayvan kemikleri, dişleri, boynuzları, kabukları ve meyve çekirdekleri gibi atıkları sanat eserine dönüştürüyor. Evinin bir odasında yaklaşık bin eserini biriktiren Çiçek, bunları bir müzede sergilemek istiyor.
Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu’nda eğitimine devam ederken sanata yağlı boya resim yaparak başlayan Halil Çiçek, 1977 yılında Gırgır Dergisi’nde bir yıl boyunca karikatür çizdi. 1979 yılında üniversiteden mezun olup tayinle İzmir’e gelen Çiçek, uzun süre ara verdiği sanata önce kilden sonra ahşaptan heykeller yaparak yeniden başladı.
Elektrik öğretmeni olarak görev yaptığı Atatürk Endüstri Meslek Lisesi’nden 2005 yılında emekli olan Çiçek, 10 yıl boyunca tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki dükkanında taş işlemeciliği ve takı tasarımı ile uğraştı. Limontepe semtinde 70 metrekarelik evinin balkonunda birkaç metrekarelik atölye kuran Çiçek, burada bit pazarından aldığı, çöpten topladığı; bufalo dişinden geyik boynuzuna, köpek kafatasından ceviz ve şeftali çekirdeğine kadır birçok farklı atıkla mask, takı ve heykel yapıyor.
Hayvan kemikleri işlenmesi zor bir materyal olduğu için bu sanatla çok az kişinin ilgilendiğini belirten Çiçek, yaklaşık bin objeye evinin yarısını tahsis etti. Yaptığı hiçbir eseri satmayan, birinin adı ‘Atıktan Sanata: Doğadan Af Dileme’ olan üç kişisel sergi açan Çiçek, üretim yaparken kullandığı aletleri de kendi tasarlıyor.
Tek amacı eserlerini müzede sergilemek olan Çiçek, “Kaba maddeleri iskarpela ile oyuyorum. İnce maddelerde ise drill ve dremel matkaplarla, spiralli frezelerle işliyorum. Diş doktorlarının kullandığı aletlere benzer elmas uçlarla ve ‘hart’ dediğimiz dişli uçlarla yapıyorum. Binlerce ucum var, malzemeye göre uç değiştiriyorum.
Kemik ve boynuzlara polisaj dediğimiz parlatma macunları ile vernikleme yapıyorum. Boyamalarda ayakkabı boyası kullanıyorum. Eserlerin tamamlanması 2 saat de sürebiliyor 1 hafta da. Tasarıma, malzemeye, büyüklüğe göre değişiyor. Yaptığım şeylere sanatla ilgisi olmayan insanlar pek değer vermiyor fakat sanata eli değmiş olanların çok ilgisini çekiyor.
Güzel geri dönüşler alıyorum, bu da beni daha çok üretmeye itiyor. Halen Güzelbahçe Kültür Merkezi’nde birkaç öğrenciye oymacılık dersi veriyorum. Günde ortalama 3 saatten fazla çalışıyorum. Yaptığım objeleri satmıyorum, iyi bir koleksiyon oluşturup ileride bir müzede sergilemek istiyorum” dedi..
Kaynak-DHA