KUZEYEGEHABER-Kocaeli Barosu Tüpraş’ta yaşanan toplu iş sözleşmesi sürecinin Yüksek Hakem Kurulu(YHK) eliyle bağıtlanmasına yönelik bir basın açıklaması yaptı. Baro’nun süreçte, grev hakkının olmadığına dikkat çektiği açıklama şöyle;
İş Barışının Yolu Özgür Toplu Pazarlık Düzeninden Geçer. Çalışma yaşamında işçi ile işverenin iş barışını sağlamasının bilinen tek yolu, özgür toplu pazarlık düzenidir.
Özgür toplu pazarlık düzeninden söz edebilmek için ise işverenin girişim özgürlüğünün, işçinin ise sendika toplu iş sözleşmesi ve grev hakkından oluşan kolektif haklarının güvenceye alınmış olması zorunludur.
İşçilerin sendika toplu sözleşme ve grev hakları Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından (ILO) kolektif hakların bölünmezliği ilkesinden hareketle nitelendirilmektedir.
Eğer kolektif haklarından birisi işçilerin elinden alınmış ise diğerlerinin var olması da anlamsızdır. Dolayısıyla sendika hakkı, toplu sözleşme ve grev hakkı olmaksızın düşünülemez.
Ne yazık ki grev yasakları ve Yüksek Hakem Kurulunun zorunlu tahkim işlevi görmesi nedeniyle Petro Kimya işkolunda yer alan Kocaeli’nin en büyük işletmelerinden birisi olan TÜPRAŞ A. Ş işyerinde işçilerin kolektif hakları grev hakları yasaklanarak sınırlandırılmıştır.
Toplu iş sözleşmeleri işçilerin grev haklarının bulunduğu koşullarda taraflarca imza altına aldığında iş barışı sağlarlar.
İşçi tarafının grev hakkına sahip olmadığı koşullarda işçilere Yüksek Hakem Kurulu aracılığı ile dayatılan toplu iş sözleşmesi yasal olsa da gerçek anlamda iş barışını sağlamaktan uzaktır.
İşçi toplu pazarlığın karar aşamasında işçi ve işveren taraflarının dışlanması toplu iş sözleşmesinin taraf iradelerini dışlayarak bağıtlanması günü kurtarabilir ancak geleceği karartma riskini de içerisinde taşır.
YHK ne kadar tarafsız olursa olsun toplu pazarlığın karar aşamasında taraf iradelerinin dışlanması yasal ancak özgür toplu pazarlığın doğasına sendika özgürlüklerine aykırı bir uygulamadır.
YHK kararına göre;
Toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresi işveren istemi gibi 3 yıl olarak belirlenmiştir.
Toplu iş sözleşmesinde mazeret izinlerine ilişkin idari maddeler var olan halinden geriye götürülerek amir onayına tabi tutulmuştur.
Ücret artışları ise bariz bir şekilde enflasyonun altında belirlenerek işçilerin üç yıl içerisinde yoksullaşmalarının önü açılmıştır.
İşçilere layık görülen ilk altı ay %6 takip eden altı aylık periyotlarda %5 zam veren YHK enflasyon karşısında bırakın var olan ücretlere artış getirmeyi ücretlerin erimesinin kapısını açmıştır.
Bizler, iş barışının da toplumsal barışında adil gelir dağılımın olduğu, herkesin haklarına ulaştığı toplumsal iklimde gerçekleşebileceğini hatırlatmak istiyoruz.
Ülkemizde anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınmış işçilerin kolektif haklarına ilişkin sınırlandırmaların kaldırılmasının, gelir dağılımının düzeltilmesi, çağdaş anlamda haklarla donatılmış, hak sahibi olmanın verdiği öz güvenle çalışıp üreten işçilerle ekonomik büyümesine ivme katmış bir ülkede yaşamanın hak olduğunun ısrarla altını çizmek istiyoruz.
Kocaeli Barosu Çalışma Hukuku Komisyonu olarak, TÜPRAŞ A. Ş. somutunda yaşanan adaletsizliklerin yaşanmaması için: grev yasaklarının kaldırıldığı ,işçilerin sendika, sendika seçme haklarının güvence altında olduğu, sendikaların işverenden ve devletten bağımsız bir şekilde rahatlıkla üye yapabildikleri,
İşçilerin sendika haklarını kullandıkları için işlerinden olmadıkları, toplu pazarlığın grev hakkının var olduğu koşularda taraf iradeleriyle sonuca ulaştığı çağdaş bir endüstri ilişkileri sisteminin kurulması için yasa koyucuyu göreve çağırıyoruz..