KUZEYEGEHABER-Bem-Bir-Sen İzmir Şube Başkanı Hanefi Ertuğrul Çolak Kuzey Ege Haber’de dün akşam yayınlanan; İşçi Çıkarmayı Bıraktı, Bu Kezde Memurlara Taktı başlıklı haberle ilgili söylemek istediği şeyler olduğunu, sözlerinin bir kısmının suç duyurusu mahiyetinde olduğuna yönelik hatırlatma da bulunup çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Çolak şunları söyledi;
“850 KİLOMETRE ÖTEDE, BOZKIRIN ORTASINDAKİ BİR YERE 60 YAŞINDAKİ İNSANLARI YOLLAMAK NASIL BİR İŞTİR?”
“60 yaşlarında iki insanı bu kadar acımasızca ihtiyacı olmayan 850 kilometre uzaklıktaki 3-5 masa ve sandalye ve eski bir araçla kandırıp göz boyadığı bir belediyeye göndermesi hiç doğru bir şey değil. Çankırı’nın bozkırında, yatacak yeri hatta lokantası dahi olmayan iki tane belde, toplam çalışan sayısı 8.
“BU İŞ, YASAYA KARŞI BİR HİLEDİR”
Bunların üçü memur, beşi ise işçi, belediye başkan yardımcısı pozisyonu olmayan bir belediyeye, Aliağa Belediyesinde başkan yardımcılığı ve temizlik işleri müdürlüğü yapan bir adamı gönderiyorsun. Bu iş, yasaya karşı bir hiledir. 4688 sayılı yasanın 18. maddesinde belirtilen, temsilcilerin görev yeri değiştirilemez hükmüne rağmen, temsilci olarak atanmadınız şeklinde bir yazı yazılarak yapılıyor bu.
GEREK DEVLETİ, GEREK KAMUOYUNU YALAN BEYANLA KANDIRACAK KADAR GÖZÜ DÖNMÜŞ BİR ADAM”
29 Mayıs tarihli yazımızda İbrahim Güzel beyi biz oraya temsilci olarak atamışız. Bunun yanında takip eden bir kaç gün içinde kendi iç yazışmalarında, yazı işlerinden insan kaynaklarına giden yazıda, kendi yazdıkları yazıda, yalan beyanda bulundukları da açık bir şekilde gözüküyor. 8770 sayılı yazıyla yazımız, yazı işleri müdürlüğünden insan kaynakları müdürlüğüne gönderildiği kayıtlarda görünüyor, yani gerek devleti, gerek kişiyi gerekse kamuoyunu yalan beyanla kandırabilecek kadar gözleri dönmüş bir adam bu, yazık.
“NÜFÜSÜ 1.200 OLAN, ÇALTILIDERE KADAR BİR YER”
Aliağa’ya yazık, insanlara yazık. 850 kilometre uzaklıktaki bir belediyeye gönderiği insanların çektiği çileye yazık. Bu insanlar, 1-1.5 saat öteden gelip oraya çalışmaya gidecek, neden çünkü kalacak yer yok, yatacak yer yok. Burası, 1.000-1.200 nüfusu olan Çaltılıdere kadar bir yer zaten.
“ALİAĞA’DA, ÇOK BÜYÜK BİR ÇIKAR İLİŞKİSİ YUMAĞI VAR”
Aliağa İlçe Jandarma Komutanlığından atadığı, yasal olarak müdür yapma yetkilerini bulunmadığı iki Üsteğmeni müdür yaptı, onlarda harcanıyor bu konuda. Burada asıl olan, esas olan, çok büyük bir çıkar ilişkisi yumağı var orada. İZSU’nun Güzelhisar Barajı yolu üzerinde içinde vanalar olan bir arazisi var. Tüpraş’tan çıkan binlerce metreküp toprak, malzeme maalesef o bölgede toplandı.
O zamanki Tapu Müdürü, bugün belediye de memur, İlçe Jandarma Komutanları bugün belediye de memur. O günün daha önceden cezası da bulunan Başkan Yardımcısı Adem Yılmaz bugün Yozgat’ta vali muavini. Bu arkadaşta bu işin içinde. Bunlarla ilgili Danıştay’ın verdiği soruşturma izni var. Halihazırda Büyükşehir de devam eden soruşturmalar var.
SERKAN ACAR, BU ARKADAŞLARI YILDIRIP, SORUŞTURMALARIN ÜZERİNE GİDİLMESİNİ Mİ ÖNLÜYOR?”
Acaba diyorum, Sayın Başkan Serkan Acar, bu arkadaşları yıldırıp bu soruşturmaların üzerine gidilmemesi yada bu soruşturmaları akibeti konusunda hedef mi saptırıyor diye düşünüyorum ben. Bu konunun çok irdelenmesi lazım. Basın Savcılığının bu işe el koyması lazım.
“O SÜREÇTE YAŞANANLAR İÇİN KİMSEYE CEZA YAZILMIŞ MI? “
Ben teknik adam olmadığım için oraya dökülen malzemenin miktarını toparlayamıyorum. Oradaki arazinin topografik yapısı yani şekli değişti. Dolayısıyla Tüpraş’la Aliağa Belediyesi arasında yaşanan süreçte o iş için ceza yazılmış mı ?. O günlerde görevli olan arkadaşlar neden görevlerinden alındılar ?. Yada İlçe Jandarma Komutanı neden belediyeye müdür olarak atandı ?.
“BU KONUDA ELİMDE DOSYA VAR”
Bunların hepsi tek-tek gözden geçirilmeli. Dolayısıyla oradaki müdür ve memur arkadaşların bir kısmı bu ilişkiler yumağı içinde pek bulunmuş insanlar değiller. Karşı olanlarda vardır mutlaka İbrahim beyin bu konularda giden Adem Yılmaz’la görüşmeleri var, bu konuda elimde dosya var. Süpürge makinesiyle ilgili bir ihale bedeli vardı. Kendisine, bir an önce git buradan diyecek kadar fütursuz bir başkan yardımcısı var, şimdi vali muavini.
ALİAĞA BASIN SAVCISINA İFADE VERMEYE HAZIRIM”
Oranın çok iyi bir elden geçmesi lazım. Bu haberin çıkmasından sonra, Aliağa Basın Savcılığı ifademize başvurmak isterse bunları konuşma hazırız. Sendika olarak bir bu iki üyemizi korumak ve savunmak zorundayız. Bu iki üyemizin dürüstlüğüne ve namuslu olduklarına da şehadet ederiz.
“SERKAN ACAR BU SÜRGÜNLERDEN BİR AN ÖNCE VAZGEÇMELİDİR”
Yapılan eylemin 1944 yılında Kırım Türklerinin Sibirya’ya sürülmesinden hiç bir farkı yoktur. Serkan Acar bu sürgünlerden bir an önce vazgeçmelidir. Hiç kimseyle kişisel bir husumetimiz yoktur, görevini yapan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Ancak, yanlış yapanlar, adalete intikal etmiş yada soruşturması halan devam eden kişiler bunun istisnasıdır.
Bu konuların haber olarak en ince detayına kadar yazılmasından yanayım. Kim ne yaptıysa suçunu, cezasını çekmeli diye düşünüyor, size de teşekkür ediyorum..”
