Serkan Acar son derece ilginç bir kişilik. Onu en iyi tarif edecek cümle; “Yüzü ve karakteri arasındaki 180 derecelik açı farkı” olsa gerek. Kafasına bir şeyi takmaya görsün hiç kaçmaz yapar onu. Sessizce, çaktırmadan, hiç belli etmeden. Bu konularda kimsecikler eline su dökemez, Acar’ın, hakkını vermek lazım.
Başkan Acar, ilk dönemindeki icraatlardan biri olan işçi çıkarma eylemine kaldığı yerden, son sürat devam ediyor. Acar bir kaç hafta önce 6 işçiyi çıkardı, sonra sayıyı 21’e tamamladı, dün ise 100 kadrolu işçisini birden çıkararak bu konuda rakipsiz olduğunu cümle aleme gösterdi bir kez daha.
Rakipsiz derken kastım şu, Google’dan ufak bir araştırma yaptım, şimdiye değin hiç bir belediye başkanı emrindeki kadrolu işçilerin tamamını tek seferde çıkarmamış. Akıllarına mı gelmemiş, yoksa konjonktör mü uymamış bilemem, Acar’ın rakipsizliği aha da burada kendini gösteriyor. Guinness Rekorlar Kitabına girmesi yakındır, farkı fark edildikten sonra eminim.
Acar, yerel basın başta olmak üzere matbuat alemi ile pek içli-dışlı olmadığından bunları neden yaptığını bilmek mümkün değil. 5 yıldır kendisini gizlemeyi tercih ettiği sis perdesinin ardında, çıkmaya da hiç niyeti yok çünkü. Geçmişte, Özel Kalemine kaç kere kendisiyle röportaj yapma talebinde bulunduğunu hatırlamıyorum, ama en az 5-6 kere olduğunu tahmin ediyorum.
Şehremini Acar Bey, uzmanlık alanı olan işçi çıkarma ile ilgili bir denetim talebinde bulunmuş, özel bir kuruma. De hade gelin, şu benim personelin niceliğini ve niteliğini iyice bir inceleyin, sonrada bana rapor verin demiş.
Denetmenler gelmiş, didik-didik incelemeler yapmış, Acar’a raporu sunmuş. Acar, rapor üzerinden müdürleriyle görüşmüş ve Aliağa Belediyesinde çalışması gereken toplam personel sayısı yani norm kadro belirlenmiş.
Bunu kendileri söylemedi tabi, içeriden gelen bilgiler böyle. Ne kadarı doğrudur bilmek mümkün değil, ta ki şahsen kendisi evet, durum ayniyle vakidir yada, yok böyle bir şey, kim çıkarıyor bunları, kim-kim diyene kadar. Dün akşam girdiğim haberde 100 kişilik isim listesini verdim, işten çıkardığı kadrolu işçileri listesini yani.
Bazıları emekliliği hak etmiş, ama önemli bir bölümünün ise 5-10 yıl hatta daha fazla hizmet süresi var, emekli olabilmek için. %20’ye yaklaşan işsizler ordusuna hatırı sayılır bir katkıyı da Aliağa’dan Serkan Acar yaptı. Dün eylem vardı, belediye binasının önünde.
Sabah fesih bildiriminde bulunulan işçiler soluğu belediye binasının önünde aldı. Oradan sosyal medya aracılığıyla saat 15:00’da geniş katılımlı bir basın açıklaması yapılacağı duyurusunda bulunuldu.
Gittik, canlı yayın yaptık. Gördüğüm manzarayı kısaca özetlemek isterim. 100 kişi aile fertleri ile gelmiş olsa 4 kişiden 400, 5 kişi üzerinden 500 kişi yapar, koy üzerine İzmir’den gelen sendikacıları-neyim.
En hafifinden 700-800 kişi olmalıydı orada. Çok-çok 250 haydi 300 kişi diyelim. Manzara buydu. Aliağa ölçeğinde çok önemli bir olay cereyan ediyor, bir takım mecralardan çağrılar yapılıyor… Sonuç ortada.
Kulağıma gelen bir bilgiye göre, işten çıkarılanlardan bazıları Turgut Oğuz’la görüşüp geri dönüş için ricada bulunmuş. Bazıları da Acar’ın karar değiştirmesi ihtimalini düşünerek orada görünmek istememiş, bunlar bana gelen duyumlar. Hatta sosyal medya da Acar lehine trolllük yapan birileri gelip, öyle bir görünüp sırra kadem basmış.
Arkadaşlar, yanlış anlaşılmasın, işten çıkarılan işçiler canı yanmış insanlardır, onları herhangi bir nedenle itham ediyor değilim. Benim tepkim, Aliağa kamuoyunun böylesi bir olaya karşı vermesi gereken tepkinin daha farklı, daha ses getirici olmasına yöneliktir.
DİSK İzmir Bölge Temsilcileri, yatak-yorgan sereceğiz buraya mealinde konuşmalar yaptılar, elhaak, olması gereken tamda budur. Lakin Aliağa’nın, Aliağa’lının bu tür toplumsal olaylara karşı verdiği tepkilerde çoook uzun bir süredir “Müzmin Refleks Körelmesi” hastalığı mevcuttur. Bunu dikkate alarak, tepkisel beklentileri daha alt seviyede düşünmek ve minimize etmek gerekir.
Ne dedik yazının başında, “Ha Babam İşçi çıkarıyor, huzura-barışa kurşun sıkıyor. İşçi çıkarma operasyonunun Çaltılıdere’de satılan arazilerle bağlantılı olduğuna dair minik bir kuş haber getirdi. Bilmiyorum, ilgisi var mı, yok mu ?. Aliağa’dan bazı tanınmış işadamlarının da işçi çıkarmalarla bağlantılı olduğu söylendi yine. Var mı böyle bir bağlantı, varsa nedir çıkarları bilemem, umarım yoktur.
Sayın Acar, söz sözüm sana olsun. Teknolojik gelişme, belediye gelirlerinin azalması, vs. gibi gerekçeleri bırak, bunlar doğru olsa bile gelir arttırıcı projeler üret. Emekten tasarruf olmaz. Seni bugün bu konuma getiren işten sepetlediğin insanlardır, emekle, ekmekle oynama.
Hepsi aile, çoluk-çocuk sahibi o insanların. Memleket ekonomisi yanıyor, işsizlik had safhada. İşini kaybetmiş birinin yeniden bir iş sahibi olabilmesi bu koşullarda mümkün değil, bunu en iyi sen biliyor olmalısın.
Arkana yaslan, vicdanının, yüreğinin sesini dinle. Neydim, ne oldum, ne olacağım diye sor kendine. Ah alma !, bilesin ki ah alan iki cihanda da hesabını verecektir, iki yakası bir araya gelmeyecektir, bundan kaçış-kurtuluş yoktur. De haydi şimdi kal sağlıcakla…
