KUZEYEGEHABER-Independent Türkçe’nin haberine göre; Çevre Mühendisleri Odası 5 Haziran Dünya Çevre Günü öncesi, 2019 Dünya Çevre Günü Türkiye Raporu’nu açıkladı.
Bu yılki teması “Hava Kirliliği ile Mücadele” olarak belirlenen raporda,Türkiye’ye son 3 yılda 3 kata yakın katı atığın getirildiği belirtiliyor.
Raporda bu atıkların daha önce Doğu ve Asya ülkelerine gönderildiği ifade edilirken, bu ülkelerin aldığı bir takım önlemler sonucunda atıkların Türkiye gibi ülkelere yönlendirildiği yer aldı.
Rapora göre, Türkiye’ye 2016 yılında 159 bin ton, 2017 yılında 261 bin ton ve 2018 yılında ise 439 bin ton plastik atık ithal edilirken, 2017 yılında bu ithalattan kaynaklı cari açık 52 milyon euroyu geçti.
Raporda, 2004’te AB’den yüzde 20 oranında katı atığın Türkiye’ye gönderildiği, 2019 yılın da ise bu rakamın yüzde 35’lere çıktığı yer aldı. Ancak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın bu konuda neredeyse hiç denetim yapmadığı savunuldu.
Bu durum ise Türkiye’deki mevcut depolama tesislerinin kapasitesinin erken dolmasına, hava, toprak ve suyun daha fazla kirlenmesine yol açıyor.
“Çin atık alımını yasaklayınca gelişmiş ülkeler çöplerini Endonezya ve Türkiye’ye gönderiyor” 2018’in ilk çeyreğinde İngiltere’nin, Türkiye’ye gemiyle 27 bin 34 ton plastik çöp gönderdiği belirtiliyor. Buna göre Türkiye, geçtiğimiz yıl İngiltere’den en fazla plastik atık alan ikinci ülke oldu.
Greenpeacede geçtiğimiz günlerde bir rapor yayımlayarak, Çin’in atık alımını yasaklaması üzerine atıkların yeni adresinin Endonezya ve Türkiye olduğunu belirtmişti.
Türkiye’ye en fazla plastik atık ihraç eden ülkelerin ilk sırasında İngiltereyer alırken onu Belçika, Almanya, ABD, Hollanda, İspanya, İtalya, Slovenya, Fransa ve Japonya izliyor.
Türkiye’deki katı atıklar konusunda geri dönüşüm ise yetersiz. Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK) verilerine göre plastik atıkların sadece yüzde 9,8’i geri dönüşüme gönderiliyor.
Hava kirliliğine bağlı yılda 30 bin insan ölüyor
Çevre Mühendisleri Odası’nın raporunda ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine de yer verildi. Buna göre, artan nüfus, fosil yakıt tüketimi kaynaklı ve temiz yakıt ve teknolojilerinin kullanılmaması ile kirlenen hava nedeniyle her 10 kişiden 9`unun kirli hava soluduğu belirtildi.
Türkiye`de hava kirliliğine bağlı ölümlerin sayısının yılda yaklaşık 30 bin olduğu belirtilen raporda şu ifadeler yer aldı:
“Fosil yakıt kullanımı kaynaklı olan bu sağlık sorunu ülkemizde yoğunlaşarak artmaktadır. Türkiye`nin havası AB`ye göre en az %33.4 daha kirlidir. Hava kirliliği kaynağı olan fosil yakıt kullanım oranı ülkemizde %88`dir. Özetle, Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen tema, ülkemiz için yaşanan en önemli çevre sorununa karşı dikkat çekmek amacıyla oldukça değerlidir.”
Çevre koruma harcaması için 2017 yılında yaklaşık 34,4 milyar lira harcaması yapıldığı belirtilirken, bu harcamaların %49`unun atık yönetimi ve %35`inin de atık su yönetimi konularında olduğu ifade edildi.
“Ülkemizin en önemi sorunu hava kirliliği”
Hava kirliliğinin ülkemizin en önemli sorunu olduğu ve bu sorunun çözümüne yönelik daha fazla bütçe ayrılması gerektiği belirtilen raporda, dış ortam hava kirliliğini engelleme, azaltma ve iklime yönelik olarak ise sadece yüzde 2 oranında harcama yapıldığı açıklandı.
Rapora göre çeve kirliliğinin artmaya devam ettiği belirtilerek şu ifadeler yer aldı:
“Kuşkusuz, ülkemizde çevre yönetimi alanında güzel gelişmeler de yaşanmakta, düzenli depolama sahalarının, atık su arıtma tesislerinin sayısı artmakta, alt yapı güçlendirilmekte, ağaçlandırma faaliyetleri de yapılmaktadır.
Maalesef, bu gelişmelerin yanında, çevre kirliliği halen artmakta, mevcut orman dokusu yok edilmekte, çalışmayan atık su arıtma ve içme suyu arıtma tesisleri de bulunmakta, derelerimiz, havamız ve toprağımız kirlenmeye devam etmektedir.
Örneğin, Cumhuriyetin ilk yıllarında 44 milyon hektarla ülke yüzölçümünün yüzde %56`sını oluşturan mera ve çayır alanları, 2014 yılı verilerine göre 14,6 milyon hektara inerek %19’a gerilemiştir..”
Kaynak-Gerçek Gündem