-Mustafa Küpçü
Her yurttaş, “önyargılarından ve siyasi tercihlerinden arınarak” öncelikle ve insafla şu soruyu düşünmeli ve dürüstçe yanıt vermelidir;
“Bugünkü koşullarda hayatınızdan memnun, geleceğinizden emin misiniz?”
İşçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf, sanayici ne durumda?
Siyasi iktidara göre; “Ekonomi tıkırında!”
Hazine ve Maliye Bakanı’na göre, her geçen ay daha iyiye gidiyoruz!
Öyle mi acaba?
Siyasi iktidarın kontrolündeki TUİK-Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre; ENFLASYON yüzde 19.71 imiş!
Oysa, vatandaşın “temel gıda maddelerindeki” enflasyonu çok daha yükseklerde. “Alım gücü sürekli olarak geriliyor!”
Çarşı ve pazarlarda adeta yangın var!
Bankalar, 15 bin 532 taşınmaza el koymuş! Vatandaşın bankalara borcu 511 milyon lira! Bankalar konut ve otomobil hacizleriyle yüklü!
Esnaf lokantaları bir bir kapanıyor; mütevazı bir öğle yemeği bile esnaf ve vatandaş için kaldırılamaz yük olmuş!
Borcunu ödeyemeyen 17 milyon 800 bin abonenin elektriği kesilmiş!
İŞSİZLİK, yüzde 15’e dayanmış!
Geçim sıkıntısı yuvaları yıkıyor!
Aile içi şiddet ve cinayetler artıyor!
Aileler parçalanıyor!
Hemen her gün, faaliyetini durduran işyerlerinden; “çalışamıyoruz, maaşlarımızı alamıyoruz” diye işçi feryatları yükseliyor!
Sanayide büyük bir daralma var; fabrikalar kapanıyor. İç pazarda da dış pazarda da ürünlerini satamıyorlar.
Dolar bazında üretim girdisi ithal eden ya da borçlanan sanayici, pahalıya ürettiği ürünü satamayınca ya kapatacak ya da yok pahasına işyerini satacak! Nitekim, son birkaç içinde 47 Türk şirketini yabancılar satın almış!
Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu diyor ki; “Ülkeler artık ordularla değil, şirketlerle işgal ediliyor!”
Bir ülkede “ÜRETİM ve DIŞ TİCARET” güçlü değilse, ülke üretim yerine “kısır siyasi çekişmelerle” oyalanıyorsa, böyle bir ülkenin ulusal parası değerli olamaz!
Olamıyor da zaten!
Doların, Avro’nun freni patlamış, Türk Lirasını katlediyor!
Dolar ve Avro yükselince ne olur?
Ülkenin dış borçları yükselir. Son 16 yılda kişi başına dış borcumuz 3 bin 550 dolar artmış!
Akaryakıt başta olmak üzere enerji maliyetleri ve fiyatları yükselir.
Çiftçinin ve sanayicinin “üretim maliyetleri” artar.
Alım gücü düşer ve piyasada DURGUNLUK başlar!
Durgunluk, “İŞSİZLİK” demektir!
DEVLET BÜTÇESİ açık verir!
Peki siyasal iktidar ne yapar?
Vatandaşın üstüne yeni vergiler yükler!
Örneğin; cep telefonu ÖTV’sini yüzde 25’den yüzde 50’ye çıkarır!
“Vatandaşlık aidatı” koyar!
Elektriğe, suya, akaryakıta, doğalgaza zam yapar!
Merkez Bankası “ihtiyat akçesine” el koyar!
Ülkemizin ekonomik ve sosyal durumu ne yazık ki böyle!
Peki, siyasi iktidar başka ne yapıyor?
Örtülü Ödenek ve SARAY harcamaları sürekli artıyor!
Devlet dairelerinde lüks otomobil saltanatı sürüyor!
“Yandaş şirketlere” ayrıcalıklı kıyaklar yapıyor; “Özel endüstri, bölgeleri” ile teşvikler sağlıyor!
Ülkenin gidişatını eleştiren işadamlarına “HADDİNİZİ BİLİN” diye tehditler savuruyor! Ama aynı işadamlarından, işsizlik sorununu saklamak için gereksiz istihdam yapmalarını istiyor!
YARGI’yı denetimi altında tutuyor ve kaybettiği İstanbul seçiminin yenilenmesini sağlıyor! Her seçimin devlet bütçesine yani vatandaşın vergilerine getirdiğini ağır maddi yükü düşünmüyor!
Ve, ekonomideki bu “bozuk düzenden” istifade eden kimileri de, özellikle kamu bankalarının “ucuz dolar satışı” fırsatlarından yararlanarak “DOLAR MİLYARDERİ” oluyor! Üstelik, bu haksız ve yolsuz kazancı ile bu ülkede yatırım yaparak “ÜRETİM ve İSTİHDAM” sağlamak yerine başka ülkelerde yatırım yapıyor!
Ama, bütün bu acı gerçeklerden habersiz, gazete bile okumayan, yalnızca kulağına fısıldanan yalanlara inanan “celladına aşık kurban” misali yaşayan ve gerçekleri yazan ya da söyleyenlere DÜŞMAN olan kuzucuklar da var!
“Damat” beyin söylediği gibi; “Uzaya yol yapacağız” deseler bile inanacaklar var!
Neyse, biz tarihe bir not düşelim, “uyarma” görevimizi yapalım dedik.
Masallarla uyumak ya da gerçeklerle uyanmak sizin tercihiniz!..
1 yorum
Çok doğru tespitler..Kutluyorum sayın yazarı